27 Mart 2017 Pazartesi

Kitaplar - Şubat 2017


Batman Year One



Yıllardır -17 yıl olmalı- bir yerinden Batman’e başlama sevdam var. En son lise yıllarımda ağbimin Edirne’deki çizgi romanlarına dadanmıştım, aradan fasiküller seçip okuyordum ama kopuk kopuk olunca çok sarmadı tabii ki.

Renkli Kitap’ın paylaşımlarını gördükçe bu işe düzgün bir el atmaya karar verdim. Ve başlayabileceğim ilk noktadan başladım: Batman Year One.

Rastlayacağınız hemen her Batman okuma listesinin birinci sırasında bu cilt var. Frank Miller’ın yazdığı ve David Mazzucchelli’nin çizdiği aslen aslen 1987 yılında yayınlanan 404 ve 407. sayıları oluşturan çizgi romanlar. Adından da anlaşılacağı üzere Batman’in ilk yıllarını anlatıyor :).


Aslında bilmediğimiz bir şeyden bahsetmiyor ama Bruce Wayne’in Batman olmasını ana konu olarak görmek, Dedektif Gordon’ın mesleğine olan tavrı ve ikisinin yollarının kesişmesi harikaydı. Frank Miller’ın film sahneleri gibi kurduğu karanlık atmosfere hayran kaldım. Bir yönetmenin ya da oyuncunun yorumu olmadan Batman’e dair saf hikâyeyi görüyorsunuz.

Bu ciltte bir de ekstra olarak Frank Miller’ın ön sözü ve David Mazzucchelli’nin taslak çalışmaları da var ki ben özellikle taslaklara bayıldım. Frank Miller’ın yazdığı detayların nasıl çizimde görselleştiğini adım adım görme fırsatı buldum.

Batman: Year One ile ilgili tek sıkıntım tadının damağımda kalması oldu. Filmlerdeki yoğunluğa öyle alışmışım ki  -uzun süreler olay üstüne olaylar-, bitince kendimi “Ee sonra?” derken buldum. Arayı fazla açmadan okuma listesine devam etmeliyim.

Peanuts 2000

Üç senedir kronolojik sırayla Peanuts’ın tüm karikatürlerini içeren ciltlerden almayı düşünüyorum, ama sürekli de erteliyorum. Yine bir gün Amazon’da o ciltlere bakarken son yılı topladıkları paperback bu kitabı gördüm. Daha samimi ve sevimli geldi gözüme, bitmeden hemen almak istedim.


Kitap yayınlanan son karikatürleri içeriyor, sonunda da Charles M. Shulz’un emekliliğini haber verdiği, “final strip” olarak geçen yazı var. Schulz kanser tedavisi nedeniyle 3 Ocak 2000’de yayınlanan karikatürün altında emekliliğini açıklayan bir not ekliyor. Ancak Peanuts toplama karikatürler ve Charles’ın ekstra çizdiği beş karikatürle yayınlanmaya devam ediyor. Ölümünden bir gün sonra 13 Şubat 2000’de bu yazısı aşağıdaki şekilde karikatür olarak yayınlanıyor, Peanuts 2000 kitabının son sayfasında da bu versiyonu var.



Peanuts 2000’ı okumak benim biraz içimi burktu, final stripi görmek yine de duygulandırıyor insanı. Onun haricinde baştan sona kitabı okurken Peanuts’ın fazla tanık olmadığım bir dönemine girdiğimi hissettim. Son karikatürlere çok denk gelmemişim, Linus ve Lucy’nin kardeşi Rerun’a pek rastlamamıştım mesela. Birçok karikatür onun üzerineydi ama Linus’un küçüklüğü gibi, çok tatlıydı, çok sevdim.


Peanuts sevenlere kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap, sadece veda karikatürü için bile kitaplığınıza eklemelisiniz.

Hıçkırık



Türk filmlerine bayılırım, dolaylı olarak Kerime Nadir’i de severim. Hıçkırık’a seneler önce göz atmıştım diye hatırlıyorum ama çok da emin değilim aslında :). Uzun zamandır Hıçkırık ve Son Hıçkırık’ı okuyup filmleri izlemek istiyordum sonunda büyük adımı attım. Şimdi arayı çok açmadan filmleri de izleyeceğim.
Filmden sonra Hıçkırık’tan farklı bir beklentim yoktu ama beklediğimden daha fazlasını buldum açıkçası. Ben daha basit bir kitap bekliyordum, ucuz aşk romanları serilerindeki gibi bir anlatımı vardır diye düşünmüştüm. Hiç de öyle değildi, gayet akıcı, düzgün ve rahatsız etmeden kolay okunan bir kitap.

Son Hıçkırık

Hıçkırık’ın devamı, Kerime Nadir ondan yıllar sonra yazmış. Önsözünde Hıçkırık’tan beri nelerin değiştiğinden bahsediyor, doğruluğu her dönem devam eden tespitler. Artık Kenan ve Nalan’ın aşkı gibi bir aşkın yaşanamayacağı, her şeyin çok daha maddeselleştiği, karşılık bekleyen ilişkilere dönüştüğü…

Son Hıçkırık’ı neden ve nasıl yazmaya başladığının sevimli bir hikâyesi ile başlıyor kitap. Sonrası ise bana hiç hitap etmedi. Çok zorlama buldum, Kenan ve Handan’ın hikâyesi mi devam edecek, yoksa Nalan geri mi dönecek diye merak ederek başladım, ama olaylar beni hiç tatmin etmedi.

Kitap filmden tamamen farklı, ama ben Nalan ve Handan’ın yerine Hülya Koçyiğit’i, Kenan’ın yerine de bazen Kartal Tibet bazen Ediz Hun’u koyup kafamda canlandırarak okumaya devam ettim. Hatta bazı sayfaları gerçekten filmde izlemiş de hatırlıyormuş gibi okudum :).

Şubat detayları için buraya
Şubatta izlediğim filmler için buraya
Şubatta gittiğimiz tiyatrolar için buraya
Tıklayabilirsiniz.


163, 169

1 yorum: