Beyoğlu Sahaf Festivali 2016

Beyoğlu Sahaf Festivali bu yıl yer değiştirmiş. Eskiden TRT'nin yanındaki otoparkta kuruluyordu, artık meydana yaptıkları o beton şeyde yer alıyor. Beton şey diyorum çünkü orayı başka türlü anlatamayacağım sanırım 😅 Bu şekilde kullanılmasını çok sevdim ama, bomboş iğrenç bir beton yığını olarak duruyordu. Saray Muhallebicisi olacağına festival alanı olarak kullanılması çok daha güzel.

Sahaflar hakkında ise çok fazla yorum yapamayacağım, benim sahaf kültürüm oldukça kıt çünkü. Aslında kitap karıştırmayı çok seviyorum, eski kitaplar bulmak da çok hoşuma gidiyor ama aradığımı bulmak ya da en azından sevdiğim bir kitap bulma konusunda pek iyi değilim. Sahaf Festivaline de en azından kart alırım diye gittim ve neyse ki bu konuda başarılı oldum 😊

Geçen yıl TÜYAP Kitap Fuarı'ndaki sahaf kısmında kartpostal satıldığını görünce kutuları güzelce karıştırmış, güzel ve hatta arkası yazısız birkaç kart bulabilmiştim. Sahaf Festivali de denince aklıma hemen eski güzel kartpostallar geldi 😊. Tüm stantları üstünkörü de olsa gezdim, kartpostal kutusu gördüğümde ise içindekilerin hepsine bakmaya çalıştım.

Bu üç kartı aynı yerden aldım. Sağdakiler aslında eski değil, eski fotoğraflardan basılmış yeni kartlar :). Kedili olan ise eski. Postcrossing'te kart atacağım birinin profilinde sarmanlı kartları istediği yazıyordu, ben de o sırada bulamamıştım. Bir daha böyle bir istekle karşılaşırsam hazırım :).
İnsanlara sevdiği tarzlarda kartlar göndermeyi seviyorum, bu yüzden kedili kartları çok sevmesem de beğendiklerimi alıyorum artık.

Bu yeni basım&eski fotoğraflı kartlardan satan bir dükkan daha buldum. Hem de bir askıda bu kartlardan bir sürü farklı çeşit vardı. Son bozuk paralarımı harcamak için yukarıdaki beş kartı aldım, dükkanın yerini de öğrendim. Elimdekiler tükendikçe gidip alacağım.

Vapurlu kartların arka yüzü

Kartların arka yüzü de yazmak için çok uygun. Sol üstte fotoğrafın nereyi gösterdiği yazıyor, sağ tarafta da adres çizgileri var.

Gelelim bulduğum gerçekten eski kartlara.

Sahaflarda yılbaşı kartları bulduğumda çok mutlu oluyorum. Eski kartlar o kadar güzel ki. Yukarıdakiler farklı satıcılardan topladıklarım. İki tanesi yazılıydı, ama arkasına karton yapıştırır kullanırım diye düşündüm, tabi kullanmaya kıyabilirsem.

Fuarda çok fazla manzara ve turist kartı var. Ben gitmediğim bir yerin kartını saklamayı ya da göndermeyi sevmiyorum, bu yüzden onları çok incelemedim. Ama çok fazla Paris kartı gözüme çarptı.

Bu kadar çok denk gelince dayanamayıp bir Eiffel kartı aldım :). Diğerleri ise Amerika'dan, manzaralarını beğendiğim için seçtim. Bu kartların arkaları da boştu hem.

Alttaki kartı, Ayasofya kartları biriktiren bir arkadaşım için aldım. Postcrossing'ten direct swap için mesaj atarak Ayasofya kartları aradığını yazmıştı. Birkaç aydır kartlaşıyoruz, farklı bir Ayasofya kartı gördüğümde ona göndermek için alıyorum. Üstteki kart ise kütüphane olduğu için çok hoşuma gitti.

Kartlar her yerde 1 TL idi, bir yerden 50 kuruşa aldım ama onlar hangileriydi hatırlamıyorum.

Ve kitaplar. Kitaplarla ilgili fazla bir beklentim yoktu, birkaç stanta Kerime Nadir sordum ama bulamadım.

Kaçak isimli kitabı çok eski olduğu ve 5 TL olduğu için aldım :). Defterlerime yapıştırmak ve fon olarak kullanmak için puntolarını seveceğim eski bir kitap arıyordum. Sayfalarını koparmaya kıyabileceğim bir kitaba rastlayamadım bir türlü. Sayfaları kopuk olsa da Kaçak'ı da kullanabilecek miyim bilmiyorum aslında.

Halikarnas Balıkçısı'nı okumak istiyordum. Rastlayınca elime alıp biraz içini karıştırdım, ilk sayfasındaki yazıyı görünce "Aa birisi birine hediye etmiş, içine de not yazmış, ne tatlı." diye düşünüp aldım.

Eve geldiğimde kitaba bakarken fark ettim ki, aaa altaki metni aynen yazmış biri. "Bir çocuk yazma denemesi yaptı herhalde."diye düşünüyorum hala, aklımda evdeki ansiklopedilerde rastlayıp durduğum ağbimin 4 yaş sanatsal denemeleri var çünkü. Neden sonra anladım, benim imza sandığım yazının aslında kitabın baskısında olduğunu.

Halikarnas Balıkçısı 8 TL'ydi. Aynı stanttan Tehlikeli İlişkiler'in eski baskısını da aldım, adının Tehlikeli Alakalar olduğu zamandan kalma bir basım :).

Tehlikeli İlişkiler'i tiyatroda izlemiştim, sonra filmini izledim ve Oğlak Yayıncılık'tan olan baskısını okudum. Nurullah Ataç çevirisi olan bu hali de bende olmalıydı. Bu da 15 TL idi.

Sevdiğim kitapların farklı baskılarını alma huyum beni bir de Çalıkuşu sahibi yaptı. Bizde de eski sayılabilecek bir baskısı var aslında, pembe olan. Aynı tezgahta o da vardı, 15 TLydi. Benim aldığım ise aslında 20TLydi, ben 15'e aldım, parayı verirken de tabi ki "Keşke 10 deseydim." diye düşündüm :).

Ben ikinci el kitaplar arasında zevkime uygun bir şeyler bulmakta zorlanıyorum. Bu yüzden aldığım kitaplar da genelde ya klasiklerin eski basımları ya da ingilizce kitaplar oluyor. Sahaf festivalinde oldukça fazla ikinci el kitap var, eğer karıştırmayı seviyorsanız mutlaka uygun kitaplar bulursunuz.

Festival 6 Kasım'a kadar sürecek, yani hala vaktiniz var. Ben de tam çıkarken gezinirken görmediğim büyükçe bir kartpostal kutusuna rastladım. Tiyatroya yetişmem gerektiği için de pek bakamadım. O kutuyu karıştırmak için bir kez daha gideceğim sanırım :).

169, 274