Çalışmaya başladığımdan beri film festivalleri zamanları sıkıntı, burukluk ve isyan karışımı bir duyguyla doluyorum ☺. İlk isyanım hafta içi gündüz seans biletlerinin çok ucuz olması ile başlıyor. Sonra program açıklanıp kendi festival programımı hafta içi akşam seansları ile sınırlandırmak zorunda kalınca (bir de 19.00 seansına yetişebilir miyim? sorunu da eklenince) isyan yerini burukluğa bırakıyor.
Bu sene de durum değişmedi ve sonuçta iyi kötü kendimce bir liste yaptım. Bu listenin en büyük iki belirleyici krateri oldu: Birincisi işe gidiş-geliş saatlerim, ikincisi ise Biletix.
Festival programı açıklanınca, internetten duyduğum ve İKSV’nin sitesindeki bilgilerden beğendiğim filmleri seçmiştim. Sonra hafta içi akşam ve hafta sonu seanslarına hangileri denk geldiyse onları işaretledim. Sonunda da bilet almak istediklerimi önceliklerine göre sıraladım. Hafta için işe gitmek için sabah altıda uyanıyorum, bu yüzden arka arkaya iki güne denk gelen filmlerden birini seçtim mesela, ve hafta sonu da 11.00 seanslarına bakmadım bile ☺. Biletlerin genel satışa çıktığı 28 Mart Cumartesi sabahı kalktım, görevimin bilincinde biri olarak Biletix şifremi ve hesabımı kontrol ettim ve saatin 10.30 olmasını beklemeye başladım.
En çok istediğim Taksi, Words With Gods ve Victoria filmlerine bilet bulmuştum ki, Biletix’in defalarca hata vermesi ve en sonunda ödemeyi yapmama rağmen konfirmasyon göndermemesi ile (biletleri alamamışım yani, sonuçta paramı iade ettiler) hepsini kaçırdım. Ve gözümün önünde biletler tükendi ☹.
Sonuç olarak gideceğim filmler:
Words With Gods (Tanrılarla Konuşmalar)
http://film.iksv.org/tr/film/2940
Dokuz yönetmen, dokuz kısa film, dokuz farklı inanç. Bahman Ghobadi, Yılmaz Erdoğan, Menderes Samancılar, Emir Kusturica ve Hideo Nakata’nın isimlerini de görünce en fosforlu kalemimle filmi işaretledim. Neyse ki bilet de bulabildim ☺
Dokuz yönetmen, dokuz kısa film, dokuz farklı inanç. Bahman Ghobadi, Yılmaz Erdoğan, Menderes Samancılar, Emir Kusturica ve Hideo Nakata’nın isimlerini de görünce en fosforlu kalemimle filmi işaretledim. Neyse ki bilet de bulabildim ☺
Margarita, With A Straw – Choone Chali Aasman (Hayatını Yaşa)
 |
| 450 |
Hayatını Yaşa’nın konusuna bakınca gitmemeyi düşünmüştüm aslında. Beyin felci geçirmiş Laila’nın başarılı bir üniversite öğrencisi olarak New York’taki bir okula transfer olmasıydı. 11 Nisan Cumartesi Victoria vardı, bilet bulamazsam en azından Cuma akşamı sineması olur diye Hayatını Yaşa’yı seçtik. Victoria’nın biletleri tükenince bize 10 Nisan akşamı Hayatını Yaşa yolları göründü.
Miss Sixty (Hayat Altmışından Sonra)
 |
| 453 |
http://film.iksv.org/tr/film/3032
Diğer tüm biletleri cumartesi günü almıştım, bu filme gitmeye bir iki gün sonra karar verdim. Pazar günü boştu, annemle gideceğimiz bir film daha seçmek istedim. 60’ından sonra “yaşlı” olarak görülüp soyutlanmak istemeyen bir kadın ve bir erkeğin hikayesi. Kadın dondurttuğu yumurtalarını kullanarak hamile kalmaya karar verir, adam ise genç sevgilileri ile yaşlandığını asla kabul etmez ve karşılaşırlar. Biraz komik eğlenceli bir film.
http://film.iksv.org/tr/film/2961
Konusu ilgimi çekmişti ama bu film de daha çok programdaki yeri sayesinde listeme dahil oldu. 13 Nisan Pazartesi için Ali Atay’ın Limonata’sına şansımı bir deneyip yoksa Başkan’a bakmaya karar vermiştim. Tabi ki Limonata’ya bilet bulamayıp Başkan’a aldım.
Filmin konusu çok tanıdık: Ailesi ile birlikte lüks içinde yaşayan bir diktatör, çıkan isyan sonucu ülkesinden kaçmak zorunda kalıyor. Başına ödül konan başkan bir zamanlar uyguladığı şiddet ile baş başa kalıyor. Birkaç senedir Ortadoğu’daki durum nedeniyle bu tip filmler çok ilgimi çekiyor. Her ne kadar Limonata’ya bilet bulamamış olduğuma üzülsem de, Başkan’a gideceğim için de bir o kadar mutluyum. Şöyle bir denklemim de var, Limonata’yı sonrasında sinemada ya da vizyona girmezse de internette illa ki bulur izlerim, ama Başkan’ı festival harici izlemem çok zor olurdu ☺.
http://film.iksv.org/tr/film/2905
Açıkçası bu filmi ben fark edememiştim, erkek arkadaşım internetteki “Festivalde hangi filmlere gitmeli?” tarzı yazılardan birinde görmüş.İKSV’nin sitesindeki açıklamalarda Nadir Sarıbacak’ı görüp filmin konusunun da Gemide’yi hatırlatmasının heyecanıyla “Tamam” dedim, “Gidelim!”.
http://film.iksv.org/tr/film/2894
Tahran, kaçak çalışan Afgan mülteciler, aşk. Bunların üzerine “Acaba?” diye düşünmedim zaten, neyse ki bilet de bulabildim.
http://film.iksv.org/tr/film/3031
Ghadi’nin konusunu okuduğumda merak etmiştim, Pazar günü 16.00 seansında olduğunu görünce annemle gitmek için bilet aldım. Lübnan’da geçen film Ghadi adında bir çocuğun farklılığı ile köy halkı üzerindeki etkisini konu ediniyor. Ghadi evin penceresinde sesler çıkarıp durunca, köy halkı ona iblis demeye başlar. İblis mi yoksa melek mi bir türlü karar veremezler ve bu süreçte bağnazlık üzerine bir komedi ortaya çıkar.
İzlemeyi çok isteyip bilet bulamadığım filmler ise:
http://film.iksv.org/tr/film/2951
Yönetmen Jafar Panahi Tahran’da bir taksi kullanıyor ve binen müşterile ile sohbet ediyor. Çok merak ettim bu filmi, bilet bulamadım diye yılmadım internetten bulmaya çalışıyorum ☺.
http://film.iksv.org/tr/film/2983
Filmin 140 dakikalık tek bir plandan oluştuğunu okuyunca çok merak etmiştim ama tabi ki bilet kalmadı ☹. Ayrıca yönetmen Schipper’in: “Bu bir banka soygunu filmi değil. Bu bir banka soygunu.” sözleri merakımı daha da arttırdı. Torrent araştırmaları başlasın!
http://film.iksv.org/tr/film/3001
Şeytan hikayeleri hep ilgimi çekmiştir. Bu filmde Şeytan’ın yolu cennetten cehenneme giderken bir köye düşer ve orada bazı işler karıştırır. Filmde dairesel “tondoskop” yöntemi kullanılmış ve bu sinemada bir ilkmiş. Sadece bunun için bile merak uyandıran bir film.
http://film.iksv.org/tr/film/3042
Peşimdeki Şeytan için bilet bakmadım aslında, korku filmlerini çok sevmeme rağmen sinemada izleyebilecek sağlamlıkta değilim ☺. Vizyona da girecekmiş, o zaman internete de düşer, gündüz aydınlıkta evde izlerim ☺.
http://film.iksv.org/tr/film/2942
Saint Laurent’in 19 Nisan Feriye Sineması gösterimine annemle gideriz diye düşünmüştüm, sonra biletleri alırken nedense Pazar günü 21.30 seansının çok yorucu olacağını düşünüp bu filmi eklemedim. Gitmeye karar verdiğimde ise biletler tükenmişti. Geçen gün internetten bulmaya çalıştım, Yves Saint Laurent adıyla sürekli karşıma çıkan bir film var ki o bu değil :/ .
Bir de sonrasında izlemek istediğim filmler için de bir liste yaptım. Google, torrent, stream siteleri artık nerede bulabilirsem internetten indireceğim☺. O filmler de:
Diğer tüm biletleri cumartesi günü almıştım, bu filme gitmeye bir iki gün sonra karar verdim. Pazar günü boştu, annemle gideceğimiz bir film daha seçmek istedim. 60’ından sonra “yaşlı” olarak görülüp soyutlanmak istemeyen bir kadın ve bir erkeğin hikayesi. Kadın dondurttuğu yumurtalarını kullanarak hamile kalmaya karar verir, adam ise genç sevgilileri ile yaşlandığını asla kabul etmez ve karşılaşırlar. Biraz komik eğlenceli bir film.
The President (Başkan)
 |
| 453 |
http://film.iksv.org/tr/film/2961
Konusu ilgimi çekmişti ama bu film de daha çok programdaki yeri sayesinde listeme dahil oldu. 13 Nisan Pazartesi için Ali Atay’ın Limonata’sına şansımı bir deneyip yoksa Başkan’a bakmaya karar vermiştim. Tabi ki Limonata’ya bilet bulamayıp Başkan’a aldım.
Filmin konusu çok tanıdık: Ailesi ile birlikte lüks içinde yaşayan bir diktatör, çıkan isyan sonucu ülkesinden kaçmak zorunda kalıyor. Başına ödül konan başkan bir zamanlar uyguladığı şiddet ile baş başa kalıyor. Birkaç senedir Ortadoğu’daki durum nedeniyle bu tip filmler çok ilgimi çekiyor. Her ne kadar Limonata’ya bilet bulamamış olduğuma üzülsem de, Başkan’a gideceğim için de bir o kadar mutluyum. Şöyle bir denklemim de var, Limonata’yı sonrasında sinemada ya da vizyona girmezse de internette illa ki bulur izlerim, ama Başkan’ı festival harici izlemem çok zor olurdu ☺.
Sarmaşık
 |
| 846 |
http://film.iksv.org/tr/film/2905
Açıkçası bu filmi ben fark edememiştim, erkek arkadaşım internetteki “Festivalde hangi filmlere gitmeli?” tarzı yazılardan birinde görmüş.İKSV’nin sitesindeki açıklamalarda Nadir Sarıbacak’ı görüp filmin konusunun da Gemide’yi hatırlatmasının heyecanıyla “Tamam” dedim, “Gidelim!”.
A Few Cubic Meters Of Love – Chand Metre Moka’ab Eshgh (Küçük Bir Aşk Hikayesi)
http://film.iksv.org/tr/film/2894
Tahran, kaçak çalışan Afgan mülteciler, aşk. Bunların üzerine “Acaba?” diye düşünmedim zaten, neyse ki bilet de bulabildim.
Ghadi
http://film.iksv.org/tr/film/3031
Ghadi’nin konusunu okuduğumda merak etmiştim, Pazar günü 16.00 seansında olduğunu görünce annemle gitmek için bilet aldım. Lübnan’da geçen film Ghadi adında bir çocuğun farklılığı ile köy halkı üzerindeki etkisini konu ediniyor. Ghadi evin penceresinde sesler çıkarıp durunca, köy halkı ona iblis demeye başlar. İblis mi yoksa melek mi bir türlü karar veremezler ve bu süreçte bağnazlık üzerine bir komedi ortaya çıkar.
İzlemeyi çok isteyip bilet bulamadığım filmler ise:
Taxi
http://film.iksv.org/tr/film/2951
Yönetmen Jafar Panahi Tahran’da bir taksi kullanıyor ve binen müşterile ile sohbet ediyor. Çok merak ettim bu filmi, bilet bulamadım diye yılmadım internetten bulmaya çalışıyorum ☺.
Victoria
http://film.iksv.org/tr/film/2983
Filmin 140 dakikalık tek bir plandan oluştuğunu okuyunca çok merak etmiştim ama tabi ki bilet kalmadı ☹. Ayrıca yönetmen Schipper’in: “Bu bir banka soygunu filmi değil. Bu bir banka soygunu.” sözleri merakımı daha da arttırdı. Torrent araştırmaları başlasın!
Lucifer (Şeytan)
http://film.iksv.org/tr/film/3001
Şeytan hikayeleri hep ilgimi çekmiştir. Bu filmde Şeytan’ın yolu cennetten cehenneme giderken bir köye düşer ve orada bazı işler karıştırır. Filmde dairesel “tondoskop” yöntemi kullanılmış ve bu sinemada bir ilkmiş. Sadece bunun için bile merak uyandıran bir film.
It Follows (Peşimdeki Şeytan)
http://film.iksv.org/tr/film/3042
Peşimdeki Şeytan için bilet bakmadım aslında, korku filmlerini çok sevmeme rağmen sinemada izleyebilecek sağlamlıkta değilim ☺. Vizyona da girecekmiş, o zaman internete de düşer, gündüz aydınlıkta evde izlerim ☺.
Saint Laurent
http://film.iksv.org/tr/film/2942
Saint Laurent’in 19 Nisan Feriye Sineması gösterimine annemle gideriz diye düşünmüştüm, sonra biletleri alırken nedense Pazar günü 21.30 seansının çok yorucu olacağını düşünüp bu filmi eklemedim. Gitmeye karar verdiğimde ise biletler tükenmişti. Geçen gün internetten bulmaya çalıştım, Yves Saint Laurent adıyla sürekli karşıma çıkan bir film var ki o bu değil :/ .
Bir de sonrasında izlemek istediğim filmler için de bir liste yaptım. Google, torrent, stream siteleri artık nerede bulabilirsem internetten indireceğim☺. O filmler de:
- 13 Minutes, 2015, Oliver Hirschbiegel
- Oh! What A Lovely War , 1969, Richard Attenborough
- Party Girl, 2014, Marie Amachoukeli, Clarie Burger, Samuel Theis
- Im Keller , 2014, Ulrich Seid
- Phoenix, 2014, Christian Petzold
- Inherent Vice, 2014, Paul Thomas Anderson
- Itsi Bitsi, 2014, Ole Christian Madsen
- Leopardi, 2014, Mario Martone
- 45 Years, 2015, Andrew Haigh
- Out of Nature, 2014, Ole Giaever
- The Duke of Burgundy , 2014, Peter Strickland
- The Visit, 2014, Michael Madsen
- The Leopard, 1963, Luchino Visconti
- Tokyo Fiancee, 2014, Stefan Liberski
- Preggoland, 2014, Jacob Tierney
0 yorum:
Yorum Gönder