My Brodmann Area 10Dış dünya ile başa çıkmak istiyorsan, insanların yüzünü görmesine izin vermeyeceksin. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız.

20 Aralık 2014 Cumartesi

Lego Minifigures 12. Seri Maceramın Tamamı

Minifigure toplamaya biraz geç başlamış olabilirim ama eBay ve amazon.com sağolsun açığımı kapatacağımı düşünüyorum :).

Aldığım ilk minifigure Amazon’dan Detective (5. Seri) ve Piggy Man oldu. Ancak onlar elime geçene kadar ben Remzi Kitabevi’nden şansa bir paket aldım ve içinden Jester çıktı. Yani elime ilk geçen Jester oldu.

875

Piggy Man’i çok beğenmiştim, tutulduğu için kalmayacağını düşünerek Amazon’dan aldım ama sonra pişman oldum. Çünkü sonra bir kutuda 3 tam seri minifigure olduğunu ve Piggy Man’den  de dörder tane olduğunu öğrendim. Yani yeni açılmış bir kutuya rastlarsanız içinde dört tane Piggy Man olacak. Hatta Capacity Armağan Oyuncak’da kalan 10-15 paketi yoklayıp beğendiklerimi bulmaya çalışırken, iki tane Piggy Man buldum. Ama Piggy Man çok sevimli ve her yüz ifadesine çok uyumlu olduğu için birkaç tane olması fazla değil bence. (Geçen gün wizard ararken alacak hiçbirşey bulamayınca bir tane daha Piggy Man aldım :).)


312

Wizard ve Prospector istiyordum, onları bulamadım :(. Bu seriden bende olanlar da sırasıyla şunlar:

•    Jester
•    Piggy Guy
•    Pizza Delivery Man
•    Swashbuckler
•    Rock Star
•    Video Game Guy
•    Dino Tracker
•    Space Miner


Jester
Pizza Delivery Guy
Swashbuckler


Eksiklerim:

•    Wizard
Aslında istiyorum ama baktığım hiçbir yerde kalmamıştı :(. 
Wizard


•    Prospector
Bu figürü de istiyordum ancak bulamadım.

Prospector

•    Hun Warrior
Hun Warrior

Bu figür aslında başlarda elime gelmiş olabilir ama tam emin olamadım ve almadım. Zaten bir gidişimde en fazla üç tane alıyorum, daha çok istediğim diğer figürlerden bulunca diğerlerini daha fazla aramıyorum. Bir kere de hepsini toplamak hoşuma gitmiyor, her gittiğimde birkaç tanesini seçip almak daha çok keyif veriyor. Başlarda değil de şimdi rastlasaydım alırdım aslında bunu da beğenmiştim.

•    Battle Goddess
Bu figüre de bundan sonra rastlarsam alırım, hoşuma gitmişti. Sarı saç, kıyafeti, mızrağı ve kalkanı başka minifigürlerle kullanılabilir, o yüzden beğendim.
Battle Goddess


•    Life Guard
Bu figürü baştan çok beğenmemiştim, ama sonra instagramda çok komik fotoğraflar gördüm. Rastlarsam alırım, herşeye uyan bir figür çünkü :).

Life Guard


•    Spooky Girl
Önceki serilerde de çıkan tüm Spooky serisini toplayınca güzel olabilir, ama ben de diğerleri olmadığı için bunu da almak istemedim. Sadece ayıcığı işime yarayabilirdi, ama hiç denk de gelmedim. Sonra zaten Simpsons serisinden Maggie’yi bulup aldım, ayıcığa ihtiyacım kalmadı :).
Spooky Girl


•    Fairytale Princess
Wizard ararken hep buna rastladım, o yüzden hiç hoşlanmıyorum. Almadım, almayacağım inat ettim.
Fairytale Princess


•    Genie Girl
Nedense bunu hiç sevmedim.  Hatta birkaç kez ne olduğunu tam anlayamadığım bir iki pakete rastladım, Genie Girl çıkabilir diye almadım.

Genie Girl


12. seri için geç değil :) Lego Minifigure Nerelerde Bulabilirsiniz?

875

Geçen günlerde Lego, 13. Serinin ocakta çıkacağını duyurdu. Lego macerasına yeni başlamış ve 12. Seriden sadece Piggy Guy’a sahip biri olarak heyecanlandım ve seri kalkmadan beğendiğim figürleri toplayabilmek için yola koyuldum.

Aşağıda 12. Seriyi nerelerde bulabileceğinize dair ufak bir liste bulabilirsiniz:

Cevahir D&R – VAR
30 Kasımda gittiğimde mağazanın içinde bulamadım, görevliye sorduğumda Lego’ların durduğu kısımda en alt rafı karıştırdı, 5-6 paket kalmıştı ama baya arkalarda saklandıkları yerden çıkardık.

Aqua Florya Remzi Kitabevi –  VAR
Kasım ortalarında baktığımda yeni açılmış bir kutu vardı. Kapıdan girince hemen solda, görmemek imkânsız ben de dükkanın önünden geçerken görüp girmiştim zaten :)
14 Aralık – 10 paket kadar kalmıştı. Yeni kutu yokmuş, onların son kalanlar olduğunu söylediler.

Aqua Florya Notebook – VAR
12. seri ve Simpsons serisi vardı. Raflara asmışlar.

Zorlu Center Remzi Kitabevi – VAR
16 Aralık’ta gittim. 25 kadar paket vardı.



Capacity Armağan Oyuncak – VAR
Kasanın yanında duruyor.  Ben kasımın son haftası gittim 10-15 tane paket kalmıştı. Tezgâhtarlar paketleri mıncıklamanızla ilgilenmiyor, bir tanesi benimle birlikte bakıp bazılarını anlamaya bile çalıştı :)

Carousel Armağan Oyuncak –  YOK
Burada Lego Minifigure yok. Mağazada göremedim, tezgahtarlardan birine sorduğumda da hayatında ilk defa duyuyormuş gibi davrandı ve olmadığını söyledi.

Marmara Forum Armağan Oyuncak – YOK
12. serinin sarı kutusu duruyordu ancak içinde başka poşetler vardı, Lego değil. Kalmamış.

Carousel SMYK Oyuncak – YOK
Burada da yok. Tezgahtarlara sorduğumda olmadığını söyleyip başka bir paket gösterdiler, Lego’nun yan sanayi versiyonuymuş :).

Cevahir&Marmara Forum SMYK Oyuncak – YOK
Carousel SMYK’da o cevabı alınca, buralarda sormadım. Sadece mağazaların içine baktım, göremedim.

D&R – Yazdan beri birçok D&R’a baktım ama sadece Friends, Mixels gibi Legolar vardı. İnternet sitesinde hala Simpsons ve 12. Serinin satışı var ama mağazalarda bulamadım.

Zorlu Center  D&R – YOK. Yazın uğramıştım ve bulamadım.


Bakırköy D&R – YOK.
Bulamadım. Sorduğumda bir görevli “Bizde yok Capacity D&R daha büyük oraya sorun.”  dedi.

Capacity D&R – YOK.
Sorduğumda kalmadığını uzun bir süredir de gelmediğini söylediler.

Aqua Florya D&R – YOK.
Mağazaya baktım ama kimseye sormadım.

Taksim D&R – YOK.
Mağazaya baktım ama kimseye sormadım.

Marmara Forum D&R – YOK.
Aralık ayında sordum, kalmadığını söylediler.

6 Aralık 2014 Cumartesi

Lego Minifigures 12. Seri Maceram


Aldığım ilk minifigure Amazon’dan Detective (5. Seri) ve Piggy Man oldu. Ancak onlar gelene kadar ben Remzi Kitabevi’nden bir tane aldım, paketi hiç yoklamadan şansa bir tane seçtim ve içinden Jester çıktı.

Detectivei çok seviyorum, büyüteçi ve şapkası ile biraz Sherlock Holmes'u andırıyor.

152
 
Şapkası iki taraflı, arkasını çevirince gözlerinin üzerine düşüyor, biraz şapşal görünüyor :).

312





Suratı biraz yaşlı, uzun favorileri var. Farklı kafalar takınca daha çok seviyorum, muzur ya da şapşal surat ifadeleri ile çok sevimli oluyor :).




Piggy Man’i de çok beğenmiştim, çok sevimli olduğu için herkes alır kalmaz diye düşünerek Amazon’dan aldım ama sonra pişman oldum. Çünkü bir kutuda 3 tam seri minifigure olduğunu ve Piggy Man’den  de dörder tane olduğunu öğrendim. Yani yeni açılmış bir kutuya rastlarsanız içinde dört tane Piggy Man olacak. Hatta Capacity Armağan Oyuncak’da kalan 10-15 paketi yoklayıp beğendiklerimi bulmaya çalışırken, iki tane Piggy Man'e rastladım. Gerçi bir daha rastlarsam ikinciyi de alacağım, beraber takılırlar :)





Jester'ın da surat ifadesini çok beğeniyorum. Elindeki iskambil kartları da farklı minifigureler ile de kullanılır, çok işe yarar. Ben Jester'ı tam takım olarak hemen ağbimin Bicycle kartları ile fotoğrafladım :).

875


30 Kasım 2014 Pazar

Curiosity, Philea, Rosetta ve Wall-E



Geçen hafta (12 Kasım 2014) Avrupa Uzay Ajansı'nın fırlattığı (European Space Agency - ESA) Philea aracı 67P kuyruklu yıldızına iniş yaptı. Bu çalışmadan çoğumuzun o gün haberi oldu ama aslında bu oldukça uzun bir yolculuktu. Philea'nın bağlı olduğu Rosetta uzay aracı 2 Mart 2004 yılında fırlatıldı ve 10 yıl sonra 6 Ağustos 2014 yılında kuyruklu yıldızın yörüngesine oturarak bir ilki gerçekleştirdi.

Rosetta'nın yolculuğu da ilgi çekici. Çünkü henüz öyle filmlerdeki gibi bilmem ne roketlerini çalıştırıp uzayda tam hız seyahat etmek mümkün olmadığı için Rosetta bu yolu Mars'ın ve iki astreoidin çekim alanlarından faydalanarak kat etti. Aslında bu oldukça eski bir teknikmiş, 1961 yılında Michael Minovitch tarafından ortaya konmuş, daha sonra da 1974 yılında Mariner 10 uzay aracı Venüs'ün kütle çekim alanından faydalanarak Merkür'e ulaşmış.

Rosetta'nın yarattığı heyecanın sebebi ise kuyruklu yıldızın yörüngesine oturan ilk uzay aracı olması ve Philea'nın da bir kuyruklu yıldıza inerek araştırma yapacak olması. Peki kuyruklu yıldızı araştırmak neden bu kadar önemli? Çünkü kuyruklu yıldızlar bize milyonlarca yıl öncesinden gelen bilgiler sağlayabilir. Güneş sistemimizdeki tüm gezegenler Büyük Patlama'dan sonra büyük değişiklikler geçirdiler. Isındılar, soğudular, yörüngelerine oturdular, bu nedenle atmosferlerinde ve yüzeylerinde çok farklı elementler mevcut. Bizim aradığımız ise bildiğimiz hayatın kaynağı olabilecek karbon ve su. Dünyaya da karbonun bir kuyruklu yıldızın çarpması sonucu geldiği düşünülüyor. Bu yüzden kuyruklu yıldızda araştırma yapabilmek bize gezegenlerin oluşumu ile ilgili müthiş bilgiler sağlayabilir.

Rosetta ve Philea'nın ismi de bu misyonlarına uygun olarak seçilmiş. Rosetta taşı Nil deltasında 1799 yılında bulunmuş, üzerinde hemen hemen aynı metin üç farklı alfabe ile yazılmış olduğu için bu metinleri karşılaştırarak alfabelerin çözümü kolaylaşmış ve bu taşın üzerindeki metnin çözülmesi de eski Mısır hiyerogliflerinin çözülmesi sağlanmış. Philea ise yukarı Mısır'da bir obelisk. Üzerinde biri Mısır hiyeroglifleri, diğeri eski Yunan harfleri ile yazılmış iki teksti karşılaştıran William John Bankes Ptolemy ve Cleopatra kelimelerini tanımış, bu iki kelimenin anahtar olması daha sonra araştırmacılara Eski Mısır Hiyerogliflerini çözmede yardımı dokunmuş. Avrupa Uzay Ajansı da Rosetta ve Philea araçlarının Büyük Patlama ve Dünya'da yaşamın oluşması ile ilgili anahtar olabilecek veriler sağlayabileceğini düşündüğü için bu isimler seçilmiş.

Buraya kadar konu hepimizin anlayabileceği kadar basit :). Bundan sonrası, Rosetta ve Philea'nın donanımında hangi araçların olduğu, nasıl örnek alıp analiz edip bize data yolladığı, bu dataların nasıl değerlendirilebileceği ise biraz karmaşık ama sorun değil. Çünkü Rosetta ve Philea bilim adamı gibi konuşmuyorlar zaten :).

Benzer bir görevle Mars'a gönderilen Curiosity uzay aracı ile başladı benim için bu furya. Curiosity Rover Twitter hesabından atılan twitlerde, uzay aracı Wall-E gibi sevimli bir karaktere büründü. Mars'ın kızıl topraklarında gece gündüz tek başına gezen, topladığı kum, kaya parçalarını analiz eden minik bir robot :).



Bir uzay aracına karakter yükleyip insanlara sevimli göstermek ve bu sayede çalışmaya olan ilgiliyi canlı tutmak harika bir strateji. O tweeti bulamadım ama bir gün Curiosity Twitter'da soruları cevaplıyordu, Dünya'ya ne zaman döneceğini soran birine verdiği cevap Wall-E'nin ilk sahneleri kadar üzmüştü beni. Bunun sadece gidiş bileti olduğunu, işi bittiği zaman orada kalacağını yazmıştı. Uzay bile uydu artıkları ile bir çöplük haline gelmişken, yani Dünya'dan gönderdiğimiz her araç oralarda bir yerlerde kalmışken, Curiosity'nin geri dönmeyecek olması çok da şaşılacak birşey değil aslında. Ama insan üzülüyor, o kadar takip ediyoruz çocuğu :).

Rosetta ve Philea'nın da Twitter hesapları var. Ve sevimliliği bir adım öne taşıdılar, birbirleriyle de konuşuyorlardı :). Philea kuyruklu yıldıza indiğinde sohbetleri başladı, ne yazık ki uykuya dalmasıyla biraz ara verildi.








Bu sohbet beklediğimizden kısa sürdü ne yazık ki. Philae'nın inişinde sorun yaşandı, üç denemenin sonunda kuyruklu yıldıza inmeyi başardı ancak planlanandan biraz daha farklı bir yere yerleşti. Ne yazık ki bulunduğu konum gölgede kaldığı için enerji sağlayacağı güneş panelleri işe yaramaz hale geldi ve pili bitene kadar yapabileceği kadarını gerçekleştirerek uyku moduna alındı. Şimdi araştırma Rosetta ile devam ediyor.

167




22 Kasım 2014 Cumartesi

Nivea Duşta Vücut Kremi

167

Bu kremin testerını denemiş ve bayılmıştım. Çılgın Gratis indiriminde bir tane bulabildim ve hemen aldım. Testerını kullandığımda beni cezbeden kokusu oldu. Çocukluğumda bayıldığım mavi tenekedeki Nivea kremin kokusuyla aynı, sadece bu krem biraz daha losyon formunda, kokusu daha yumuşak.

Duşta bebe yağı sürmek gibi aynı şekilde kullanılıyor. Duşta sürüp üzerinize su tutuyorsunuz, sonra çıkıp kurulanıyorsunuz. Kışın bebe yağı fazla geliyor, yazın çok iyi ama kışın duştan çıkınca bebe yağı üzerimde kalıyor, o yağlı his de hiç yıkanmamışım gibi hissettiriyor. Bu kremi ise çok sevdim, yağlı his bırakmıyor ama yumuşacık yapıyor. Kışın duştan çıkınca bazen krem sürmek çok zor geliyor, bir de üşütüyor :). Duşta krem işini de halledip çıkınca hemen giyinmek de çok rahat geldi.

Sırf kokusu için bile kullanırdım ama kış vazgeçilmezlerim arasına girdi bile :).

27 Ekim 2014 Pazartesi

Sönük ve Cılız Saçlarım

Küçükken çok sıskaydım ve her yemek benim için eziyetti. Halam saatlerce uğraşıp değişik yöntemlerle bana yemek yedirirdi, kandırma cümlelerinden biri de (özellikle yumurta yedirebilmek için) "Ye bak saçların gürleşir." idi. Evet saç yapısından sonra en önemli etken beslenme, sağlıklı saçlar ne yediğimizle çok ilgili ama cılız saçlarıma hacim kazandırmak ya da elektriklenmesi önlemek beslenmeyle pek mümkün olmuyor :). Bir yandan yazın her gün yıkanmaya alışmış saçlarımı kış moduna sokmaya çalışmak, bir yandan rüzgar, yağmur derken saçlarım zıvanadan çıkmıştı. Sönük, yapışık, elektriklenmiş, artık çok sıkılmıştım ve bir çözüm aramaya giriştim.

358

Geçen cuma Watsons'ta neler indirimde diye bakmaya gittim. John Frieda için ikinci ürüne %40 indirim vardı, Toni&Guy için de Watsons kart ile verdikleri 10TLlik indirim kuponum duruyordu. Saçlarımın halinden çok sıkıldığım için çok da incelemeden aldım, belki Gratis indirimlerinde daha ucuza bulabilirdim, ikinci şişeler için bakarım artık :).

John Frieda Luxurious Volume'u iki kere kullandım ve çok memnun kaldım. Bittiğinde kesinlikle yenisiyle devam edeceğim. Tarayıp havluyla kuruladıktan sonra saçlarımı baş aşağı salıp saç diplerime sıktım, sonra da fön makinesiyle kuruttum. Tam istediğim etkiyi sağlıyor, gerçekten hacim veriyor, saçları biraz sabitleyip daha dik ve yüksek durmasını sağlıyor. Ama saç sprayi gibi katı ve kirli bir his bırakmıyor. Saçımın bir tutamına biraz fazla sıkmışım, o kısım biraz daha fazla sertleşmişti, ellerimle tarayarak açtım ve yumuşattım ama sönmedi de. Fazla kaçırıp sertliğinden hoşnut kalmazsanız tarayın. Aradığım tam da buydu, günlük kullanıma uygun, kirli ya da sabit bir görüntü vermeyecek bir ürün, bu yüzden çok memnun kaldım.

İndirimden faydalanmak için ikinci ürün olarak seçtiğim şey ise John Frieda Frizz Ease Saç Spreyi oldu. Üzerindeki 'Amerika'nın En Çok Satan John Frieda Ürünü' ve 'Elektriklenme Önleyici Saç Spreyi' etiketlerinden etkilendim açıkçası. Saçımı düzleştirdikten sonra sıktım, ayna karşısında bakarken çok da işe yaramadığını düşündüm ama beş altı dakika sonra saçlarımdaki elektriklenmenin geçtiğini fark ettim. Hava yağmurlu olmasına rağmen bütün gün de bir daha tülermedi. Gerçekten işe yarıyor ama benim için günlük kullanıma pek uygun değil. Çünkü en nihayetinde saç spreyi, sabitliyor ve sertleştiriyor.Maşa yaptığım zaman bukleleri koruyabilmek için saç spreyi kullanıyorum ama buna rağmen çok elektrikleniyor. Sorunumun çözümü bu sprey olacak eminim :). Fön çektirdiğimde ya da saçlarımı düzleştirdiğimde uzun süre dayanması için ve maşa yaptığımda da mutlaka kullanacağım, işe yarıyor.

Son ganimetim ise Toni&Guy Casual - Sea Salt Texturising Spray oldu. Bunu henüz tam hakkını vererek deneyemedim. Saçlarımı kuruttuktan sonra biraz sıktım ve uçlarını maşa ile şekillendirdim. Saçlarım çok düz ve ince telli, bu sprey de benim saçlarıma bukle vermeye yetecek kadar güçlü bir ürün değil. Bir dahakine nemliyken sıkıp sadece kurutacağım, bakalım nasıl olacak. Bana biraz daha yazlık bir ürün geldi, deniz tuzuna taktım sanırım :). Yazın böyle yıka ve çık saçlar için daha uygun olabilir, hani denizden çıkınca saçlar kendiliğinden biraz kıvrılır ya onu sağlayacak. Kullanıp sadece kuruttuğum zaman daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilirim.

Ojeler de tabi ki her Watsons alışverişimin vazgeçilmezi. Oje almadan çıkamam :).

26 Ekim 2014 Pazar

Nike Lunarglide 6 - Beyaz & Yurt İçi Kargo dertleri

Çok geciken bir post oldu, ayakkabılarım aslında aldıktan birkaç gün sonra geldi. Yazın (ağustos) perşembe günü sipariş vermiştim, cuma günü kargoya verirler pazartesi de gelir diye düşünmüştüm. Yazlıktaydım, kışlığın adresini verdim, pazartesi eve gelecektim çünkü. Ama kargo cumartesi günü gelmiş ve evde kimseyi bulamadıkları için paket şubeye geri dönmüş. Pazartesi almaya gittiğimde ise yurt içi kargonun yepyeni bir sürprizi ile karşılaştım. Pazar günü şubeyi su basmış, tüm ıslanan paketleri de dükkanın bir kenarına yığmışlar kuruması için.

İade olarak gönderelim isterseniz dediler. Görevlilerden biri iade dolduracaktı, ama önce teslim aldığıma dair formu doldurmaya başladı. O an aklıma geldi, benim sorunum Zizigo ile değil ki, ben aldığım ürünü beğenmeyip iade etmiyorum. Sorun Yurt İçi kargoda, hasarlı ürünü zaten teslim almamam gerekiyor. Ürünü teslim almayacağımı söyledim, anlamadılar, ya da anlamamazlıktan geldiler. Sonra ayakkabılara baktık, görünen bir hasarı da yoktu. Aklımda da aldıktan sonra 40,5un tükenmiş olması var hep :). Geri göndersem ayakkabıları alamayacağım. Ben de bir poşete koydurdum ayakkabıyı ve kutusundan kalanları ve alıp geldim.









Anenmle inceledik ayakkabılarda hasar yok :). Yine de bir şansımı denemek istedim, Zizigo ve Yurtİçi kargoyu mentionlayarak durumu belirten bir Tweet attım. Zizigo'dan hemen aradılar, kutusu olmasa da iade alacaklarını, kargo görevlisini eve gönderip ayakkabıları aldırabileceklerini söylediler. Stokta başka ayakkabı olup olmadığını sordum, görevli kontrol etti, yoktu. Ben de vazgeçtim :). Görevli yine de bir kaç gün sonra fikrimi değiştirirsem yine de arayıp iade edebileceğimi söyledi.


Ayakkabılar sadece ıslanmıştı, ne suyuyla ıslandığını da bilemediğim için önce yıkadım. Hiçbir sorunu yoktu. İnternette tekrar baktım, Zizigo da dahil her yerde 345 TL'ye satılıyordu. Zizigo'da eski fiyata geri dönmüştü.

Ayakkabıları defalarca giydim, bayılıyorum, giydiğim zaman durup durup ayaklarıma bakıyorum :). Ayrıca çok çok rahatlar. Yürürken ve koşarken uçuyorum sanki :).

167

358
Alışveriş siteleri neden Yurtİçi kargo ile çalışmakta ısrarcılar anlamıyorum. Sürekli sorun çıkarıyor, kargoyu teslim etmeyip "Evde bulamadık şubeden alın." bile diyorlar. Aslında bu alışverişimdeki sorunum sadece kargo şirketiyleydi, Zizigo gerçekten çok yardımcı oldu.


19 Ekim 2014 Pazar

Nasıl Aldım? - Beats mixr


Kısaca söyleyeyim, Beats almanın en uygun yolu Amerika'dan gelecek bir arkadaşınızın olması :). Türkiye'de gerçekten çok çok pahalı.

Senelerdir iPhone'dan çıkan kulaklıkları kullanıyordum, en büyük sorunum kulaklığın sol kulağıma oturmaması ve sürekli düşüp durması idi. Ama sadece serviste ve otobüste dinlediğim için idare ediyordum. Yürüyüş ve koşuya başlayınca kulak üstü kulaklık almamın artık gerekli olduğuna karar vermiştim ki D&R'da urbanears'ların plattan modelinin indirimde olduğunu gördüm. 85TL civarındaydı, koyu mavi, gri gibi renkleri indirime girmişti sadece.

Eve gelip internetten biraz araştırma yapınca, Beats'lere daldım :). İlk etapta pembe olması ilgimi çekmişti aslında. En büyük sorunum hemen hemen hiçbir mağazada açık Beats modelleri olmaması ve internette de takınca nasıl durduğuna dair fotograf bulamamamdı. Google'a 'beats celebrity' yazınca baya sonuç çıktı, bu linkte de bir sürü fotograf var, bunlara bakınca nasıl durduğu ile ilgili kafamda bir fikir oluştu. Yine internette ararken gaye in wonderland'in tatlı blogu ile tanıştım ve pembe beats studiosu ile ilgili fikir aldım. Solo ile studio modelleri arasında kalmıştım aslında. Gaye mixr modellerinin de hoşuna gittiğini söyledi ama TR fiyatları çok pahalı olduğu için o zaman pek düşünmemiştim aslında bu modeli :).



İstiklal Demirören AVM'deki Mediamarkt'ta Beats Studio modeline baktım. Studiolar deneyebilmeniz için açık olarak bir çok mağazada mevcut, hatta Demirören Mediamarkt'ta kulaklıkların yanlarında ayna da vardı :)). Studio'yu çok beğenmemiştim, çok kaba ve büyük duruyordu. Solo ise açık olarak yoktu. Ancak görevlilerden biri çok yardımcı oldu, takıp bakabilmem için bir kutuyu açtı. Hatta ben sadece nasıl durduğu ile ilgilendiğim için hiç aklıma gelmemişti ama "Telefonunuzu takıp bir deneyin isterseniz ses için." dedi :))). Telefonuma taktım ve dünyam değişti, ses çok güzel çok netti. Ekşideki yorumlarda beatslerin ses kalitesinin iyi olmadığından bahsediyorlardı, aynı paraya çok daha iyi kulaklıklar olduğunu yazmışlardı. Ben zaten telefonuma attığım mp3leri dinliyorum, yani dinlediğim müziğin kalitesi o kadar yüksek değil ki kulaklık çok çok iyi olsa da bir yerden sonra benim için çok birşey fark etmiyor, malzeme kısıtlı çünkü :). Beats Solo'yu orada deneyince hayran kaldım, iPhone kulaklıklardan sonra bende şok etkisi yarattı :)). Dışarıdan gelen sesleri duymuyorsun, dinlediğin parçadaki her ses çok net geliyor, bu kadarı benim için yeterli zaten. Bir de görünüm ve renk de benim için daha önemli, ses kalitesi çok çok iyi diye simsiyah birşey almak istemedim.

Solo modelleri de D&R'da indirimde 400TL civarında. Ben yine oraya buraya bakıp internette fiyat araştırması yaparken Beats'in orjinal sitesine daldım ve fiyat farkını görünce dilim tutuldu. Solo'lar 160 dolar civarıydı, zaten vergisiydi kuruydu, TR'ye gelme derdiydi derken D&R'ın kampanyalı fiyatı makul görünüyordu. Ama artık eski sayılabilecek modeli almaktansa Amerika fiyatı ile mixr almak mantıklı görünmeye başlamıştı :). Arkadaşım Amerika'dan gelmek üzereydi, ondan bir bakmasını rica ettim. Pembe istiyordum ama mixrı da hiç görmemiştim, neon çok mu cırtlak olur nasıl duruyor bilemedim. O da bir bakmaya diye gidip BestBuy'dan almış ve çıkmış :). Kullanılsa bile 15 gün içinde iade hakkı varmış: "Eve gidip takayım, sana fotoğraflarını gönderirim, istemezsen geri götürürüm." dedi. Arkasından da "Uyuyacak mısın?" diye sordu, çünkü Türkiye saati sabah 3 civarıydı ve ben sabah işe gidecektim :). Ama tabi ki zaten uyku tutmayacağı için beklediğimi söyledim. Eve vardı, fotografları gönderdi ve çok beğendim. Studio kadar kaba durmuyordu ama Solo kadar minik de değildi (Solo'nun kulaklık kısımları sanki kulağa tam oturmamış gibi biraz küçük kalıyor.), rengi de cart neon değildi güzel bir pembeydi. Böylece Türkiye'de 780TL'ye satılan kulaklıkları 272 dolara almış oldum.




167

Çok memnunum, kulaklıklarımı gerçekten çok seviyorum. Kutusu bile çok tatlı :). Zaten arkadaşım valizinde fazla yer olmadığı için sadece kulaklıkları getirecekti, ancak aldıktan sonra o da kıyamadı ve kutusu ile birlikte getirdi :). Çok rahatlar, özellikle yürürken ve koşarken çok rahat ettim. Uzun süre taktığımda (özellikle gözlük varken) kulaklarımı acıttığı oldu, ama o sanırım kafanıza oturuşunu ayarlamakla ilgili. Yanlarından uzunluğunu kısalığını değiştirip ayarlayınca artık hiçbir rahatsızlık hissetmiyorum, biraz kullanınca alışıyorsunuz o ayara ve sonrası çok rahat oluyor.Rengiyle ilgili de hiçbir soru işareti kalmadı kafamda, zaten renkli şeyleri severim, bu sezon da neon pembeye oldukça alıştım. Hatta kulaklıklarım Lacoste'un aynı pembe renkten çantası ile çok hoş duruyor.

358

Nike Lunarglide 6 - Beyaz

Herşey nikebeyoğlu'nun instagram hesabında bu resmi paylaşması ile başladı :)



Ayakkabılara aşık oldum, ama ne yazık ki o sırada mağazada yokmuş. Firmaların instagram hesaplarından hiç beklenmeyen bir şekilde nikebeyoğlu çok ilgili. Ayakkabıların numarasını ve fiyatını sormuştum, bu renginin henüz gelmediğini söylediler, mesaj olarak da ellerindeki rengin fotoğrafını gönderdiler. Ama bunları gördükten sonra başka bir renk hiç de ilgimi çekmedi. Neyseki bir kaç gün sonra da mesaj atıp ayakkabıların geldiğini haber verdiler ancak fiyatı 359TL idi. Ben de karmaşık duygular içinde mağazaya gittim :), belki o kadar da güzel değildir aklımda kalmaz diye. Ama çok güzeldi, ayağımda da güzel durdu ve rahattı da. Ben de biraz daha düşüneyim diye çıktım dükkandan.

Sonra internetten bakarken Modagram ve Koray Spor'da da olduğunu gördüm, 345TL. Üstelik mail boxımda Modagram'dan 40TL indirim kuponu için bir mail de vardı. Alsam mı almasam mı diye düşünürken kuponun tarihi geçti :/. Ayakkabı aklımdam çıkmıyor, ama pahalı olduğu için almaya cesaret de edemiyorum.
Belki yine bir kampanya, kupon olur diye eylüle (tatile gidene) kadar beklemeye karar verdim. Ama tabi ara ara girip bakıyorum internetten yine de :). Bugün yine bakarken Modagram'da numaramın kalmadığını gördüm. Artık daha fazla oyalanmanın anlamı yok diye Koray Spor'a yönelecekken Zizigo'da bunu gördüm ve dilim tutuldu :). (Son 40.5u ben almış olabilirim :))

358

İlk siparişim olduğu için 20 TL indirim de kullanarak 187TL'ye aldım. Ama hala inanamıyorum :). Baştan tereddüt yaşadım, acaba orjinal değil mi diye düşündüm ama sonra Zizigo'nun Markafoni'nin sitesi olduğunu öğrenince biraz rahatladım. Şikayetim Var ve Twitter'daki yazışmalara da baktım, güven verdi.

Bakalım bir sorun çıkmaz inşallah, ayakkabılar gelince yine yazarım :). Gerçi beyoğlu Nike çok ilgilendi, biraz kötü hissetmedim değil ama aradaki fiyat farkını hesaplayınca hemen geçti tabi.