4 Ağustos 2015 Salı

Terrarium kuruyorum!



Adını doğru yazabildiğimden emin olmadan terrarium kurmaya karar verdim. Aslında yapmak mı daha doğru bir tanım kurmak mı ondan da tam emin değilim, terrarium yapımı benim aklıma turşu kurmayı getirdiği için bunu tercih ettim :).

Tabi ki her şey geçen sene instagramda minik minik succulent fotoğraflarını görmemle başladı. Succulentlere bakarken terrarium ile ilgili paylaşımlara da rastladım. İlgimi çekti ama yapmak için uzun süre bekledim çünkü succulent arayışım büyük başarısızlıkla sonuçlandı. Eminönü’ne baktım bulamadım, sonra IKEA’dan etiketinde “Succulent” yazan çiçek açmış bir bitki aldım. Fotoğraflarda gördüklerimden biraz büyüktü ama herhalde küçük yapraklarını köklendirip ekince öyle olacak diye saçma bir düşünceye kapılmıştım.
O masum çiçeğin bir gün tüm evi kaplayabilecek kadar çoğabilecek bir kapasiteye sahip olduğunu nereden bilecektim ki? Köklendirme kısmında yanılmamışım ama, çoğalan bitkiler hiç de küçük olmadı. Köklendirmemek de mümkün değil zaten incecik gövdeler tavana doğru yol alıyor ve bükülüp yana yatıyor. O dalı koparıyorum, hop koyduğun yerde köklenip tutuveriyor. Fotoğrafta arkadaki yeşillikler o succulentten türeyenler.

167
İlk succulentim evimizde yağmur ormanları havası yaratan diğer bitkinin izinde ilerleyecek diye korkmuyor da değilim. Seneler önce -20 sene önce sanırım- annemin bir öğrencisi öğretmenler gününde yeşil iri yapraklı bir bitki getirmişti. Annemin kopardığı her dal başka bir saksıda kocaman bir çiçeğe dönüştü, salonun köşesi orman gibi görünüyor. Ki evdekiler de hepsi değil, bizde görüp beğenenlere ve mahalledeki kuaför/berber gibi dükkanlara da bir çok saksı verdik. Benim aldığım succulentin sonu da öyle olacak diye korkuyorum açıkçası.

Her neyse lafı çok uzattım, geçen gün Eminönü’ne gittiğimizde annemle Mısır Çarşısı’nın yanındaki çiçekçilere uğradık. “Baby” succulentler vardı. Dört tane minnoş seçip aldık. Ben de internetten kaktüs, succulent, terrarium konularını araştırdım, gelin beraber bakalım.

TERRARIUM


Terrarium aslında sera benzeri bir şey, ilk kez 1842’de yapılmış. Şehirde, evin içinde yetiştiremeyeceğiniz bitkiler için küçük bir habitat yaratma prensibine dayanıyor. Genelde terrariumlar kapalı kaplarda oluyormuş, uygun bir habitat kuracak materyallerle hazırlıyorsunuz, kapağı kapanıyor ve küçük bir Dünya gibi buharlaşıp yoğunlaşan su döngüsü ile su ihtiyacını karşılıyor. Tabi terrariumun içindeki bitkilerin yaşamı için en önemli şey hangi materyalleri ve hangi bitkileri kullanacağınızı bilmekten geçiyor.

Bitki için yaygın olan iki seçeneğiniz var: fazla nem isteyen bitkiler (eğrelti, hedra türleri, yosunlar) ile terrariumunuzu kurabilir veya succulent, kaktüs gibi fazla su istemeyen bitkileri seçebilirsiniz. Fazla nem isteyen bitkiler için kapalı terrariumları daha çok öneriyorlar, böylece terrariumun içinde nemi ve suyu hapsedebilirsinz. İnternette araştırırken kendi minik amazon ormanınızı yaratabileceğinizden bahseden iddialı yazılara rastladım :).

Ben işe succulent alarak başladığım için minik yağmur ormanı yapımı ile çok ilgilenmedim, zaten çiçekleri sulamayı genelde unuturum, suyu seven bitkiler çok da bana göre değil. Succulent ve kaktüs olacaksa açık bir kap ve fazla suyu tutmayacak bir taban hazırlamak gerekiyor. Succulent türleri için kabınızın ağzının açık olması önemli, çünkü bu bitkiler hava almayı seviyorlarmış. Hem bu herhangi bir durumda müdahale etmenizi de kolaylaştıracak, ilk terrarium denemesi için bu detay da oldukça önemli. Yani benim gibi çiçek sulamayı unutan ve ilk kez terrarium kuranlar için succulentler en uygun bitkiler gibi görünüyor. Yosunlar toprağın üzerini kaplayıp terrariumda çok hoş görünse de buna kanmayın, succulentler ile birlikte suyu seven yosunlar ekmeniz pek iyi bir tercih değil.

Ne ekeceğimize karar verdik, gelelim ihtiyaçlar listesine:

Ağzı açık geniş bir fanus
İrice çakıl taşları
Aktif karbon veya mangal kömürü
Kaktüs toprağı
Süslemek için renkli taşlar, minik biblolar vs.



Fanusun dibine taşları dizerek başlayın. Taşlar drenaja yardımcı olacak, yani topraktaki fazla su taşlara akarak bitkilerinizin köklerinin su içinde kalıp çürümesini engellemiş olacak. Ayrıca tabanda biriken su buharlaşıp neme dönüşerek succulentleriniz için daha uygun bir sulama gerçekleştirmiş olacak.

Taşların üzerine aktif karbon parçalarından dizin. Aktif karbonu akvaryum malzemeleri satan yerlerde bulabilirsiniz, internette de satışı var. Akvaryum filtrelerinde kullanılıyor, terrariumumuzda da aynı amaçla kullanacağız, suyu filtreleyecek ve mantar oluşumu engellemiş olacak. Böylece habibatımız daha uzun ömürlü olacak. Aktif karbon katmanının kalınlığını, taşların yarısı gibi ayarlayabilirsiniz, yukarıdaki NASA’nın çocuk aktiviteleri ile ilgili sayfasından aldığım çizimi ölçek olarak kullanabilirsiniz :).

Aktif karbonu bulamazsanız, birkaç yerde mangal kömürü de kullanabileceğinizi okudum. Ağbimin akvaryumu vardı, malzeme aldığı bir akvaryumcu da var, ben oradan alacağım, o yüzden mangal kömürünü denemeyeceğim.

Aktif karbonun üzerine fanusun yarısını dolduracak kadar kaktüs toprağı ekleyeceğiz. Özellikle kaktüs ekecekseniz toprağın derinliği önemli, kaktüslerinizin köklenmesi ve toprağa tutunması için gerekli alanı sağlamanız gerekli. Ayrıca bitkilerin fanusun çok dibinde kalmaması aldıkları ışık ve hava açısından da önemli, ne kadar derinde kalırlarsa hava almaları o kadar zor olur ve ışık fanusta sera etkisi yaratacağı için aşırı sıcağa maruz kalabilirler. “Kaktüsler çöl bitkisidir, hiç sulanmadan sürekli güneş ışığı altında yaşabilirler.” algısını bir kenara bırakın ve kaktüsün çok fazla çeşidi olduğunu unutmayın. Fazla su seven çeşitleri de var ve hangi çeşit olursa olsun direk güneş ışığı bitkilerinize ve terrariumunuza zarar verir.

Kaktüs toprağı kullanmamızın nedeni yine bitkilerin su içinde kalmasını önlemek, drenajı daha yüksek olan ve suyu içine hapsedip zamanla bırakacak bir toprak çeşidi kullanacağız. Çiçek satan yerlerde bulabilirsiniz, ben Bauhaus’tan alacağım. İnternette kaktüs ve succulent için hazırlanacak toprak tariflerine de rastladım, ponza, hindistan cevizi torfu, dere kumu ve çakılları karıştırarak kendiniz de hazırlayabilirsiniz. Oranlar ve ipuçları için şu sitelerde faydalı bilgiler var:
azbitki.com
seraliliput.com

Toprak işini de hallettikten sonra bitkilerimizi ekmeye geçebiliriz. Succulentleri satın aldığınız kaplarından çıkarın ve köklerde kalan toprağı biraz temizleyin, gerekirse (birkaç kök bir arada ekilmişse) kökleri ayırın. Oldukça minik bitkiler oldukları için bunu yaparken dikkatli olmanız gerekli, köklere zarar vermeyin. Gerekirse cımbız ya da şiş gibi yardımcılar kullanabilirsiniz.

Terrariumunuzu istediğiniz gibi dizayn edebilirsiniz, sadece bitkilerin büyüyeceğini aklınızdan çıkarmayın ve onlara yeterli alanı bırakın, çok sıkışık olmasınlar. Saksıya çiçek ekerken yaptığımız gibi sonunda toprağa biraz bastırın ki kökler hemen kurtulup havalanmasınlar.

Sonra istediğiniz gibi süsleyin. Instagram ve Google görsellerden fikir alabilirsiniz. En basiti Kinder’den çıkan oyuncaklar bile terrariumlarda çok sevimli görünüyor :).

Terrarirumunuzu kurduktan sonra doğrudan güneş ışığı almayan ama aydınlık ve mümkünse esintili bir yere koyun. Fanus minik bir sera görevi göreceği için direkt güneş ışığı alırsa sıcaklığı içinde hapsedecek ve bu da bitkilerinizin kavrulmasına neden olacaktır. Kaktüsler güneşi sever ancak yakıcı öğle güneşi onlar için bile zararlıdır.

Succulentlerinizi 3-4 günde bir sulayabilirsiniz. Eğer nemli bir ortamdaysa haftada bir sulamak da yeterli olacaktır, nemli hava su kaybetmelerine engel olacak çünkü. Sulamayı başlarda çok abartmayarak bitkilerinizi gözlemleyin, yarattığınız ortam farklı olacağı için en iyi ölçüyü yine siz belirleyebilirsiniz.

Eğer bitkilerin solan ya da çürüyen kısımları olursa hemen terrariumdan çıkarıp atın. Minik habitatınızın sağlığını korumak için bu önemli. Eğer tamamen solan bir bitkiniz olursa da hemen sökün, kurtarma çalışmalarını terrarirum dışında bir saksıda gerçekleştirin.

Evet hepsi bu kadar :). Şimdi ben malzemelerimi tamamlamaya koyulacağım. Terrariumumu kurduğumda da detaylı fotoğraflar çekip paylaşırım :.



0 yorum:

Yorum Gönder