My Brodmann Area 10Dış dünya ile başa çıkmak istiyorsan, insanların yüzünü görmesine izin vermeyeceksin. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız.
alışveriş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
alışveriş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2016 Cumartesi

Halloween kağıtları / Eminönü Alışverişi


Bu fon çıkartmalarını ve kartları Instagram stories'de paylaştığımda nereden aldığıma dair çok fazla soru aldım. Bu kadar ilgi çekeceğini düşünmüyordum açıkçası 😊. Hem Instagram'da uçmasın, burada dursun diye, hem de ileride soranlara "Blogta var." demek daha kolay olduğundan buraya da ekleyeyim dedim 😅

Tüm bunları aldığım dükkan Eminönü'nde. Aslında oraya daha önce de gitmiştim. Gezinirken şansa denk gelip girmiştim dükkana, yine çok güzel kağıtlar almıştım. Sonraki gidişlerimde aynı yeri bir daha bulamadım :), ve kapanmış olabileceğini düşündüm. Neyse ki geçen hafta annemle gittiğimizde yine aynı dükkana denk geldim ve bu sefer yerini iyice öğrendim.

Haritaya Tahtakale Eczanesi yazarak kolayca bulabilirsiniz aslında. Bahsettiğim dükkan eczanenin hemen karşısında çünkü. Yanında hediye kutuları satan bir dükkan var.


Google Street View'da o sokağa girilmiyor, ama göründüğü kadarıyla işaretledim.


Mağazanın adını bilmiyorum :), bir dahaki sefere ona da dikkat ederim. Hobi&Craft mağazası aslında, ağırlıklı olarak kartonlar, kağıtlar, keçeler satılıyor.



Aldığım bu desenli kağıtlar, poşetli olarak böyle set halinde satılıyordu. Seti 11,5 TL. Benim aldıklarım çıkartma şeklinde, arkası yapışkanlı yani. Aynı desenlerde fon kartonu seti de vardı.


Kartlar da yine craft faaliyetlerinde kullanmak için uygun. Arkası pek uygun değil ama posta kartı olarak da gönderilebilir tabi.




Ben kartları çok daha fazla sevindim aslında 😊. Umarım Christmas için de güzel desenler gelir.



976,  358

14 Ağustos 2016 Pazar

Amsterdam Seyahati Free Shop Alışverişi – İçki ve kozmetik


Amsterdam yazılarına en kolayından başlamak istedim, yurtdışına çıkmanın güzel yanlarından biri olan havaalanı alışverişlerimden bahsedeceğim :).

(Aldıklarımın fiyatlarına (Mayıs fiyatlarıdır) ve Duty Free alışveriş limitlerine yazının en sonundan bakabilirsiniz.)

Her tatil öncesi gitmek konusunda isteksizliğe kapılıyorum nedense, ama istikamet havaalanı dış hatlar ise mağazalara ulaştığım anda bu isteksizlik geçiveriyor. Amsterdam uçuşundan önceki gün de biraz hastaydım, çok önemli bir şey değildi ama gidince daha da kötü olmamak için ilaç alıp evde dinlendim. İlacın verdiği uyku hali, yapmam gereken şeylerin yetişmemesi (henüz valizim hazır değildi tabi ki) ile birleşince, her tatil öncesi beni vuran ev hasretim kendini iyice gösterdi.

Tatili planladığım andan itibaren gideceğim için çok heyecanlanırım ama sonra gideceğim gün ya da bir gün önce ne oluyorsa artık gitmekten vazgeçecek hale gelirim. Yine öyle oldu tabi ki. 07.40 uçağı ile gideceğimiz için sabah 4’te uyandık. Ucunda Amsterdam uçağı bile olsa öyle zor geldi ki! Havaalanına gittik, check in yapıldı, pasaport kontrolünden geçtik ve kendimi çikolata ve içkilerin arasına atınca uykum açıldı, bütün isteksizliğim uçtu gitti :).

Giderken Atatürk Havalimanı’ndan bir şey almadım, oradaki Duty Free shop olan atü’de fiyat keşfi yaptım sadece. Her zaman gitmeden önce “bizim” fiyatlara bir göz atarım. Gittiğim ülkede fiyatlar daha pahalıysa dönüşte yine atü’den alışveriş yaparım. Yine böyle oldu ve elimi kolumu sallaya sallaya uçağa bindim.

Schipol havaalanına indiğimizde ise tur rehberi bizi bekliyordu ve etrafa bakınmak için pek fırsatım olmadı. Body Shop mağazası gördüm, çabucak bir baktım ama euro kuru yüzünden fiyatlar Türkiye’den çok da farklı değildi.

Gitmeden önce okuduğum bloglarda Amsterdam’daki marketlerde peynir ve içki fiyatlarının daha ucuz olduğundan bahsediyordu herkes. Peynir alışverişi için Amsterdam’da her yerde karşınıza çıkan Albert Heijn işime çok yaradı ancak içki için aradığımı bulamadım maalesef. Sadece bira ve şarap vardı, evet fiyatlar çok uygun ama İstanbul’a getirmek için istediklerim arasında bunlar olmadığı için tercih etmedim. Oradayken içmek için farklı biralar aldım ama, normal tatta su bulmak o kadar zor ki ikinci günden sonra su yerine bira içmeye başlamıştım bile.

Dönüş günümüz geldiğinde ise Schipol havaalanının free shopuna koştum tabi ki. Her şeyin fiyatı atü’ye göre birer euro daha pahalıydı. Tüm içkiler, çikolatalar, hepsi bir euro daha pahalı, çok garibime gitti. Sadece After Eight indirimdeydi, büyük bir paket aldım. Bir de inişte çok gecikiriz de atü’ye bakmaya fırsatım olmaz diye kendimi sağlama almak için 1lt’lik Gentleman Jack aldım. O da İstanbul’a göre 1 euro daha pahalıydı :).



After Eight – 6,5 Eur
Gentleman Jack – 35 EUR

 Sonra annemle kozmetik kısmına geçtik. O kendine parfüm aldı – atü’de de fiyatı aynıydı-, ben de Clinique’in rutin olarak kullandığım Mouisture Surge kremi ile Lancaster'ın güneş losyonunu aldım. Kremin fiyatı atü’den de, Türkiye Clinique’ten de çok daha iyiydi. Lancaster kreme de Amsterdam'da Douglas'ta bakmıştım, Türkiye ile aynı fiyata geliyordu, free shoptan oldukça ucuza almış oldum. Güneş alerjim olduğu için her markayı kullanamıyorum, Lancaster'dan ise çok memnunum.Kalıcılığından memnunum  denizden her çıkışta tazelemem gerekmiyor, insanı bembeyaz da bırakmıyor bir parça bronzlaştırıyor. Hem 15 koruma faktörlü bu krem battal boy olduğu için oldukça da ekonomik.

358
Coco Chanel Mademoiselle 100 ml - 108 EUR
Clinique Mouisture Surge 75 ml – 34 EUR
Lancester SPF 15 MElting Tanning Milk 400 ml - 24 EUR

İstanbul’a inince de yarım kalan içki alışverişimi tamamladım. Benden beklenmeyecek bir biçimde çikolatalara çok saldırmadım :). Çünkü Ekim’de Kıbrıs’a gittiğimizde çikolata alışverişini abartmıştım ve birkaç paketi bozulduğu için atmak zorunda kaldım. Bir de şimdi önümüz yaz, buzdolabına girmiş çikolataları da yemediğimden, şu an alacağım çikolatalar Ekim’de aldıklarım kadar dayanmaz bile. E bir de sapıtma hakkımı Brugge’deki çikolata dükkânlarında kullanmıştım zaten. Sağ olsun Schipol havaalanındaki güvenlik görevlisi, çantamdaki minik kese kağıtlarının çoğunu tek tek açıp bakarak içinde çikolata olduğundan emin olduğu için ben de o sırada tüm aldıklarımı tekrar görme fırsatı bulmuştum :). Bu yüzden çikolatalara fazla yanaşmadım.

ATÜ alışverişi 
1lt Absolut - 19 EUR
1lt Baileys - 16 EUR
1lt Malibu - 18 EUR

Absolut’u erkek arkadaşım rica etmişti. Bailey’s ve Malibu ise benim için. Hafta sonları Bailey’s’li kahve içmek alışkanlık oldu, elimdeki son şişe de Amsterdam’dan dönünce bitti. O yüzden bu seyahat çok iyi denk geldi :). Malibu’yu ise sütlü Malibu yapmak için aldım. Ekim ayında Kıbrıs’ta düşmüştü aklıma, ama birçok başka bir şeyler aldığım ve önümüz kış olduğu için Malibu'yu almamıştım. Sütlü Malibu benim için tatil demek, güneşe karşı ayaklarımı uzatmayı çağrıştırıyor. Tüm kışı o şişeye melun melun bakarak geçiremezdim, şimdi almanın tam sırasıydı :).

Duty Free Alışveriş Limiti 

Ben de ATÜ’de her yere astıkları kartonlarla haberdar oldum ki, Duty Free alışveriş limitleri arttırılmış. Gerçi bu seferlik benim için çok önemli değildi, hem alacağım fazla bir şey yoktu, hem de dört kişilik grubumuzda benden başka alışveriş yapan olmadığı için hakkım baya fazla olacaktı :). Bir de 19 Mayıs tatili dönüşü Atatürk Havalimanı o kadar kalabalıktı ki, rötarlar, pasaport kuyruğu derken gecenin üçünde kontrol yoktu tabi ki. Ama olsun yine de limitin makul olduğunu bilmek güzel, yeni limitler şöyle:

• Sigara: 3 karton
• Alkollü İçecekler: 1 litre Alkollü içki (%22’den fazla alkol içeren alkollü içkiler –viski,votka..-, şarap ve şampanya hariç)
• Alkollü İçecekler: 2 litre Alkollü içki (%22’den az alkol içeren alkollü içkiler (likörler –Bailey’s, Malibu vs.), şarap ve şampanya dahil)
• Parfüm: 600 ml
 • Makyaj veya Cilt Bakım Ürünleri: 5 adet
 • Çikolata ve Şekerleme: 2 kg
 • Kahve: 1 kg
 • Çay: 1 kg


Schipol
After Eight – 6,5 Eur
Gentleman Jack – 35 EUR
Coco Chanel Mademoiselle 100 ml - 108 EUR
Clinique Mouisture Surge 75 ml – 34 EUR
Lancester SPF 15 MElting Tanning Milk 400 ml - 24 EUR

ATÜ
1lt Absolut - 19 EUR
1lt Baileys - 16 EUR
1lt Malibu - 18 EUR


 Bol seyahatli günler :)

22 Ocak 2016 Cuma

Tüm Stickerlar Benim Olsun! / Accessorize İndirimi



Accessorize da indirime girmesini heyecanla beklediğim birkaç mağazadan biri :). İndirimi özellikle kırtasiye ürünleri için bekliyorum ama takılarını, aksesuarlarını da çok beğeniyorum. Eskiden –özellikle üniversitedeyken- çantalarını da çok kullanırdım. Artık çanta için fazla tercih etmesem de kaliteli takıları ve her sezon daha da çeşitlendirdikleri kırtasiye ürünleri ile favori mağazalarım arasında kalmaya devam ediyor :).

Bu sezon da indirime girdiğinde hemen koşa koşa bana en yakın Accessorize mağazasına gittim. Eskiye nazaran beğeneceğim daha fazla mı ürün vardı, yoksa ben mi hızımı alamadım bilmiyorum ama daha sonra iki farklı mağazayı daha gezdim ve sanırım Accessorize’dan kırtasiye olarak en fazla parça aldığım sezon bu oldu :).

Denk geldiğim tüm Accessorize’lara girmenin bana hem farklı çeşitlerde sticker bulabilmek gibi bir faydası oldu, hem de sezonda beğendiğim bir bilekliği ikinci indirimde yakalayıp uygun bir fiyata alabildim :).


İlk alışverişimden başlayayım. İlk gittiğim mağazada 5-6 çeşit sticker vardı. Ben içlerinden en beğendiğim bu üç tanesini seçtim. En sağdaki ise indirimde değildi, yeni sezonun ürünü olmalı. Çok beğendiğim için yine de aldım :).


Tam peri masalı konsepti değil mi? Zaten hemen minik bir kelebeği telefonuma yapıştırdım, bir iki tanesini de ajandama.



Sevimli hayvanların olduğu stickerı sevimli hayvanlar olduğu için aldım :)). Kazak, atkı ve bereleriyle çok komikler :).



İndirimden aldığım diğer iki sticker ise Londra ve New York temalı. Accessorize’ın bu konseptteki ürünlerine de bayılıyorum. Zaten “London” yazan kalemkutusunu da aldım ve aklım New York’lu olanında kaldı.


358

Mağazada gezinirken sırt çantalarına gözüm takıldı ve bu çantayı beğendim. Baştan karar veremedim aslında, çantayı bırakıp diğer aldıklarımı ödeyerek çıktım. Alışveriş merkezinde biraz gezdikten sonra geri dönüp satın aldım, aklımdan çıkmadı çünkü :). İyi ki de almışım, aldığımdan beri günlük çantam olarak kullanıyorum. İşe gelirken yanımda çok ıvır zıvır taşıdığım için omuz çantaları artık beni rahatsız etmeye başlamıştı. Üzerine bir de ofiste bilgisayar başında yamuk oturmak eklenince omzum ara ara ağrır ve tutulur oldu. Bir süredir sırt çantası kullanıyorum bu yüzden, çok rahat. Çantamı da çok sevdim, oldukça geniş, ön cebi de çok kullanışlı. İçinde sırt kısmında ufak bir cebi daha var, ama laptop için bir bölümü olsa daha mükemmel olacakmış aslında.

İlk alışverişimde bir de minik cupcake küpeler aldım, Star bölümünden, fotoğrafta stickerların hemen üzerinde duruyor. Daha genç bir kitleye hitap eden bir koleksiyon olsa da Star bölümündeki ürünleri çok seviyorum ben :). Geçen yaz da bileklik sanıp halhal seti almıştım, ama halhalları da severek kullandım :). Zaten Star kısmını geçtim, Angel koleksiyonuna bile her zaman göz atıyorum. Genelde kendimi elimde minicik berelerle "Bu benim kafama girer mi?" diye düşünürken bulsam da, sonuçta çocuk bölümlerinden ne kadar güzel şeyler çıkacağı hiç belli olmuyor.

735

İlk alışverişimi fazla abartmadan tamamlamanın verdiği gururla birkaç gün sonra farklı bir Accessorize mağazasına daha uğradım. Bu sevimli kış stickerlarını tek kalmış olarak buldum ve bayıldım. Kardan adam, penguen, tavşan ve Christmas; benim için daha harika bir kombinasyon olamazdı sanırım :).


Soldaki pandalıları ise indirimde görünce ayrıca sevindim. Çünkü yaz indiriminde pandalılar yeni sezon ürünüydü ve indirimde değildi ve ben yine çok beğendiğim için almıştım. Sonra da bir daha görmedim bu stickerlardan. Bir iki tanesini kullandım ama bitecek diye korkumdan harcayamıyordum da :). Şimdi görünce hem de indirimde olunca hemen aldım.

İkinci seansım biraz daha sakin geçti aslında sadece iki sticker alıp çıktım. Ama aklım defterlerde ve hala New York’lu kalemkutuda kaldı tabii ki :).

En son ise İstiklal’deki Accessorize mağasına gittim. Özellikle kırtasiye bölümünde en fazla çeşit bu mağazada vardı. Ama ben zaten stickerların çoğundan almış olduğum için bendekilerden farklı olanlar içinden iki tane beğendim. Aslında beğenmekle de kalmadım, bayıldım :).


Her ikisi de çok orijinal çünkü, kar küresi sticker aldım daha ne olsun :). Halloween temalı olanlar da çok güzel, karanlıkta da parlıyorlar ayrıca.


İstiklal şubesinden bir de başından beri aklımda kalan New York’lu kalemkutuyu da aldım. Bir de defter.


Aslında her gittiğim mağazada kumaş kapaklı defterleri inceleyip durdum ama almak için elim bir türlü gitmedi. Fiyatları çok uygun değildi, sayfalarının çizgileri beni biraz rahatsız etti. Bir de yeni sezondaki çiçekli defterleri daha çok beğendim açıkçası, aslında indirimdekileri alamamamın en büyük sebebi bu oldu :). Aldığım defter ise sert kapaklı, çerçeve şeklinde mıknatıslı bir kapağı var, onu açıp sonra defterin kapağını açıyorsunuz.




Hemen NY stickerlarımdan yapıştırdım :).



Defterin fiyatı da tabi ki kumaş kapaklılara göre daha uygundu, 15TL’ye aldım.

Kalemkutular 16TL’ye düşmüştü.




Çıkartmalar ise 6 TL idi. Küçük boylardan pandalı olan 3,25 Tl'ye düşmüştü, diğerini ise indirimde olmadığı için 7,90 TL'ye aldım.


Kar küreli olan ise 7,5 TL idi. Stickerların indirimsiz fiyatı 12 TL, kar küreli olanın 15 TL.






21 Kasım 2015 Cumartesi

Japonya'dan Paket Var! - Rakuten Alışverişi



Totoro, Tsum Tsum, Zebra Sarasa’lar derken Japon pazarının müptelası oldum ☺. Neyi nereden alabilirim diye bakınırken tanıştığım sitelerden biri de Rakuten. Adını duyuyordum ama ilk defa Zebra Sarasa Milk Color serisini internette ararken rastlamıştım bu siteye. Milk Colors setini eBay’den almayı tercih ettim ama yine de düzenli olarak Rakuten’i kontrol ediyordum. Kısmet yine Zebra Sarasa setineymiş, kırmızı paketli Snoopy setini buradan aldım ve alışverişimden oldukça memnun kaldım.

Rakuten için Japon eBay’i diyebiliriz. Aynı mantıkta çalışıyor, farklı satıcıların eklediği ürünler var, bunlardan satın alıp satıcılar ile muhatap oluyorsunuz.

Fiyatlar Japon Yeni üzerinden veriliyor, TL fiyatları da yazıyor ama bunlar tam olarak ödeyeceğiniz miktarlar değil. Çünkü PayPal de kullansanız, kredi kartı ile alışveriş de yapsanız ödemeyi JPY üzerinden gerçekleştiriyorsunuz ve bankaların kur oranları da sitenin hesapladığından farklılık gösteriyor.

Aldığım sete şuradan bakabilirsiniz.

358
735

Diğer alışveriş sitelerindeki gibi ürünü sepete ekleyip satın alıyorsunuz. Ancak bu aşamada tutar kartınızdan çekilmiyor. Önce satıcı size posta ücretini bildiren bir mail atıyor ve onayladığınız takdirde ödemeyi gerçekleştiriyorsunuz.

Benim aldığım set 1.555 YPY idi, sitede bunun karşılığı 36,40 TL olarak gözüküyor. Kargo dahil ücret 2.150 JPY idi, ben ödemeyi PayPal ile yaptım. PayPal hesabıma bağlı olan kredi kartımdan tutar Yen olarak çekildi, TL karşılığı ise 52,78 TL idi. Zaten sitenin hesapladığı kurla da 50,32TL’ye denk geliyordu, yani sitedeki tutardan çok farklı bir şey ödemedim aslında. Ama tabi kredi kartınızın bankasına göre bu oran değişecektir, her bankanın kur oranları farklı oluyor.

Ödemeyi gerçekleştirdikten sonra hemen postaya verdiler. Bir hafta içinde de elime ulaştı. Çok hızlı ve sorunsuzdu, çok memnun kaldım.

Eğer siparişinizin bir an önce ulaşmasını istiyorsanız Japonya ile aramızdaki saat farkını unutmayın. Japonya’da yaz saati uygulaması yokmuş, bu yüzden şu anda aramızda 7 saat fark var, biz 7 saat gerideyiz. Yani bu demek oluyor ki özellikle öğleden sonra verdiğiniz siparişlere bir gün sonrasında dönüş yapabilecekler. Saatlere dikkat etmezseniz posta ücretini bildirmeleri, ödeme onayı, kargoya verilmesi birer gün atabilir. Ama benim alışveriş yaptığım satıcı oldukça hızlıydı, saat farkı ve uzaklığa rağmen Türkiye içi yaptığım alışverişler kadar hızlı bir şekilde paketim elime ulaştı.
Instagram’da satış yapan hesaplara göre de oldukça iyi bir fiyata satın almış oldum. Tek siparişle Rakuten’i sevmeye hakkım var sanırım değil mi? ☺


13 Kasım 2015 Cuma

TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı Gezintim ve Aldıklarım :)


Kitap fuarına gideceğim gün olarak geçen cumartesiyi kararlaştırmıştım ama hafta sonu tembelliğim baş gösterince evden çıkmaya baya üşendim. Ama neyse ki önceki senelerde düştüğüm hataya düşmedim. Baştan üşenip, “Hafta içi işten çıkıp giderim.”, “haftaya giderim.” gibi süpersonik bahaneler yaratıyordum, e tabi o sonra gitmelerin de hiçbiri mümkün olmuyordu. Bu sene yaklaşımımı değiştirdim ve konuya  “İlk gün müsaitken gideyim de haftaya bir daha giderim.” şeklinde yaklaştım. Gerçi bu yaklaşıma rağmen evden çıkmam saat dördü buldu ☺.

Sonuçta biraz geç de olsa Tüyap’a ulaştım. Metrobüs ile gitmek çok rahat gerçekten, zaten hemen Tüyap’ın önünde iniyorsunuz. Cevizlibağ’dan boş metrobüsler kalkıyor, onlara binip oturarak gittim.
Beş buçuğa doğru içeri girdiğimden salon oldukça rahatlamıştı, cumartesi günün yoğun kalabalığı çoktan fuardan çıkmıştı bile. Bu yüzden rahatça dolaşabildim, hiçbir stantta kendime yer açmaya çalışmadım en azından ☺.  Ama vaktim kısıtlı olduğu için sevdiğim şekilde sallana sallana tüm stantları gezemedim. İlk salonu tamamen dolaştıktan sonra kapanışın yaklaştığını fark edince, diğer salonda sadece ilgilendiğim yayınevlerinin stantlarına baktım.

Uzak olmasından (bana o kadar uzak da değil☺) ya da indirim oranından şikâyet etsek de, kitap fuarı yine de her yıl heyecanla beklediğim aktivitelerden biri. Salon dolusu kitapların arasında gezmek, hepsine göz gezdirebilmek, kitapçıda gözümden kaçabilecek birçok kitapla karşılaşmak kolay vazgeçebileceğim şeyler değil. Bunun yanında bir de imza günleri var. Fuarda birçok yazardan imza alma şansımız oluyor, fazla bir şey satın almayacak bile olsanız sadece imza günleri için bile gitmeye değer bence.



Ama bunlar tabi ki fuarın asıl amacı konusunda zayıf kaldığı gerçeğini değiştirmiyor. Sonuçta hepimiz öncelikli olarak uygun fiyata kitap almak için gidiyoruz, ama fuardaki indirim oranları çok az. Genelde %20 indirim var, bazı yayınevlerinde ise %35. Özellikle büyük yayınevlerinin fiyatları kitapyurdu, idefix, babil ve D&R internet satış fiyatlarına göre pahalı kalıyor, bu da oldukça can sıkıcı. Önümüzdeki yıllarda indirim oranları ile ilgili değişiklik yapmaları gerektiğini düşünüyorum, en azından büyük yayınevleri stantlarında, internet satış fiyatlarının altına inmeliler. Küçük yayınevlerinde durum nispeten daha iyi, hem daha çok kampanyaya rastlamak olası hem de stanttaki kitaplar internete göre daha ucuz.

Ben de fuar açılışımı böyle bir yayınevi ile yaptım. O gün İhsan Eliaçık’ın kitaplarını imzalayacağını biliyordum. Aslında hangi stanttı tam hatırlamıyorum. Kitabı İnşa Yayınlarından çıkmış ama stant farklı bir isimdeydi, Doğu Yayınevi olabilir. Ben İhsan Eliaçık’ı görüp yaklaştım. Kur’an’a Giriş isimli kitabını alıp imzalattım. İnternette en ucuz kitapyurdu.com’da 17,5TL’ye görmüştüm. Ben kitabı 15 TL’ye aldım.



Metis Yayınları’nda da kitaplar çok ucuz olmasa da hazırladıkları setler sayesinde benzer bir indirim yakalayabildim. Ursula K. Le Guin’in üç kitaplık bir setini oluşturmuşlardı, Sesler, Güçler ve Marifetler kitapları bir arada 35 TL idi.



Bunlar haricinde çok da uygun bir fiyata alabildiğim kitap olmadı. İnternetten daha pahalıya satılan kitaplara çok yaklaşmadım. Yakın fiyatlardakilerden de o an beğenip hemen almak istediklerimi tercih ettim. Üç aylık Enpara ve babil.com kampanyasını sömürdükten sonra bu sıralar internetten kitap siparişi vermeyi düşünmüyorum, bu yüzden tercihimi bir an önce elime almak istediğim kitaplardan yana kullandım. Acelesi olmayan diğer kitapları daha sonra internetten hem daha ucuza hem de taksitle alabilirim.

Mesela Yapı Kredi Yayınları’nda Don Quijote’un iki ciltlik setini gördüm, 38 TL idi. İnternette tüm sitelerde de 38 TL, hatta kitapyurdu.com’da 32,50 TL. Bu durumda neden fuardan alayım ki? Birkaç ay sonra internetten toplu sipariş veririm diye düşündüm. Ama yine de Yapı Kredi standında Mine Söğüt’ün Deli Kadın Hikayeleri’ni görünce dayanamadım ve fiyatı ile ilgilenmeden aldım. Yazın babil.com’dan alışveriş yaptığım sırada Beş Sevim Apartmanı’nı alıp okumuş ve çok sevmiştim, Deli Kadın Hikayeleri ise tükenmişti. Bu yüzden fuarda görünce hemen aldım ☺.

Genel olarak Can Yayınları, İş Bankası ve İletişim’de de durum Yapı Kredi’ye benzerdi. Özellikle Can Yayınlarından alacağım çok kitap vardı ama tüm kitapların fiyatları ya internet ile aynı ya da daha pahalıydı. Bu yüzden bütün bu stantlardan elim boş ayrıldım.

İthaki’de ise durum nispeten iyiydi. Bazı kitaplar internet siteleri ile aynı fiyatta bazıları ise birazcık daha pahalıydı. Fuarda İthaki’den alışverişin püf noktası toplu kitap alımı. Eğer grup olarak giderseniz ya da fazla kitap alacaksanız biraz pazarlık ile çok iyi indirimler alabilirsiniz. Ben seneler önce İthaki’nin tüm o ciltli kitaplarının hepsini birlikte çok çok iyi bir fiyata almıştım, %60’tan fazla bir indirime denk gelmişti. Aslında bu sene de alacağım çok sayıda kitap vardı, ama nedense pek uğraşmak istemedim. Öncelikli olarak almak istediklerimden fiyatı nispeten uygun olanları tercih edip İthaki standından ayrıldım.

İnternet satışından daha ucuza kitap alma kuralımın da en büyük istisnası tabii ki Snoopy oldu ☺. Uykusuz’un standına bakınırken Snoopy çizgi romanını görünce o kadar sevindim ki fiyatının pahalı olmasına aldırmadım bile ☺. Böyle bir baskının olduğunu bilmiyordum, görünce hem şaşırdım hem de çok mutlu oldum. Yine aynı stantta Neil Gaiman’ın Cinayet Sırları hikayesini de görmüştüm, fiyatı biraz daha pahalı diye baştan almayı tercih etmemiştim. Hazır Snoopy’i alıyorken Cinayet Sırlarını da ekledim ve iki kitabı birden aldım. Tek tek fiyatlarını hatırlamıyorum ama ikisi için 37TL ödedim. D&R internet sitesinde ise iki kitap birlikte 32TL’ye geliyor, Snoopy’i hemen okumaya başlamak için ödenmeyecek bir fark değil ☺



Aldığım tüm kitaplar ise şöyle:

Doğu Yayıncılık Standı – İnşa Yayınları

 Kur’an’a GirişR. İhsan Eliaçık 15 TL
(kitapyurdu.com – 17,5 TL)

Uykusuz Standı 

Cinayet SırlarıNeil Gaiman & P. Craig Russel
Snoopy Charles M. Schulz

İkisi birlikte 37 TL.
(D&R internet fiyatı 32 TL)




Doğuş Yayın Grubu – NTV Yayınları

% 30 İndirim

Dracula
Frankenstein 
Dr. Jekyll ve Bay Hyde

Hepsi 24,50 TL
(D&R’da 22,76 TL - %35 indirim)




Metis Yayıncılık


Defter – 5 TL
Bu ufak defterin rengini çok sevdim. Bir de sayfaların altında kitaplardan alıntılar var.

Sesler  - Ursula K. Le Guin
Güçler - Ursula K. Le Guin
Marifetler - Ursula K. Le Guin

35 TL
(Kitapyurdu.com 50 TL)



Yapı Kredi Yayınları

Çavdar Tarlasında Çocuklar – J. D. Salinger
Deli Kadın Hikayeleri – Mine Söğüt

İkisi 23,25 TL
(kitapyurdu.com fiyatı 20,15 TL)



İthaki

Anansi Çocukları – Neil Gaiman
Yolun Sonundaki Okyanus – Neil Gaiman
Doctor Who Trenzalore Öyküleri 

Bu kitaplara ne kadar verdiğimi hatırlamıyorum, fişini bulamadım ☺. Ama 30 küsür bir şeydi diye hatırlıyorum. Zaten stanttaki fiyatları internet ile karşılaştırıp almıştım. Hatta diğer Doctor Who kitaplarını da almak istiyordum ama onların fiyatları pahalı kaldığı için tercih etmedim.

(D&R fiyatı 35,7 TL)



Sahaflar kısmından ise bu kartpostalları aldım.


Eski kartların tanesi 50 kuruş idi. Kutudakilerin hepsine baktım, beğendiğim 4-5 tane buldum. Diğerleri yazılmış olduğu için temiz olan bu iki taneyi aldım ☺.
Sahaf bölümünü gezmek yine çok güzeldi. Vaktim az olduğu için kitapları çok inceleyemedim. Bir stantta İngilizce Stephen King kitaplarına rastladım, fiyatları uygundu.

Sahaf bölümünden kitap alamamış olsam da kartpostallara çok sevindim. Eski fotoğraflar da satılıyordu, ama ben o kutuya bakmadım bile. Tanımadığım insanların –belki de ölmüş insanların- siyah beyaz fotoğraflarını karıştırmak beni hiç cezp etmiyor açıkçası. Hatta korku filmlerini hatırlattığı için rahatsız ediyor☺.

Yazın eve depolayıp henüz okuyamadığım çok kitap olduğu için bu yıl fuarda akıllı bir alışveriş stratejisi oluşturmaya çalıştım, ancak bu kadar oldu ☺. İndirim oranlarının azlığına rağmen keyifli vakit geçirdiğim ve hiç aklımda olmayan kitaplara rastlayıp aldığım için fuar benim için işlevini yerine getirdi.

Hatta ben önümüzdeki yılı beklemeye başladım bile sizin durumunuz nedir? Fuara gittiniz mi, nasıl buldunuz?


169, 163, 274