9 Ocak 2017 Pazartesi

2016 Enleri - Filmler


Daha “Kasım Ayında Okunanlar & İzlenenler” yazısını tamamlayıp bloga ekleyememişken 2016 değerlendirmesinin zamanı geldi.

Yeni yılın ilk haftaları benim için eski ajandamdan bir türlü ayrılamadığım zamanlardır. Hem tembellikten, hem de bağlandıklarımdan kolay kopamama huyumdan. Tembellikten çünkü eski ajandadan yeniye geçirmem gerekenleri yazmaya bir türlü başlayamam, bağlandıklarımdan kopamama konusu da malum zaten. Sık sık sayfaları çevirip neler yapmışım, neler yazmışım diye bakıyorum.

Bunlar da 2016’da gözüme çarpanlar, yazmaya başlayınca tahmin ettiğimden uzun olduğunu görünce filmler, kitaplar, aktivite olarak bölmeye karar verdim :).

2016 Filmleri

Liste için yazının en altına bakabilirsiniz.

Sinemia kartımız sağ olsun 2016 sinema ile dolu geçti. Vizyona giren çoğu filmi izledim, “en çok sevdiğim film” diye bir başlık atmak benim için çok zor. Burada bu yıl iyi ki izledim dediğim, benim için öne çıkan bütün filmleri listeledim. Yoksa birini seçsem aklım diğerinde kalacak. Ama açık ara öne çıkan film Arrival idi diyebilirim. İzlerken de sonrasında da beni çok etkiledi, sonraki yıllarda da enler listemde kalacağından eminim.



Arrival'ın olayı nedir diye düşünürken, şuradaki yazıya bakabilirsiniz.

Arrival ile aynı gruba eklediğim iki film daha izledim bu yıl. Nocturnal Animals ve Demolition.



Nocturnal Animals, Tony and Susan isimli romandan uyarlanmış bir film. Yönetmeni Tom Ford. Hikâyesi de, Tom Ford’un yönetmenliği ve yarattığı atmosfer de filmi çok farklı bir yere koyuyor.

Arrival ve Nocturnal Animals’ta Amy Adams oynuyor; Nocturnal Animals ve Demolotion’da da Jake Gyllenhaal :). Bu sıralama ile izleyebilirsiniz bence, benim beğeni listemde de bu sıra ile yer alıyorlar.

Cloverfield Lane No:10
Yine biraz daha sessiz sedasız vizyona giren Cloverfield Lane No:10 var ki, bence çok çok güzel bir filmdi.

Ve tabi ki Saul Fia / Son of Saul. Aslında 2015 filmi, Film Ekimi’nde de gösterilmişti ancak bilet bulamamıştım. Yabancı Filmde En İyi Film Oscar’ına aday olunca (kazandı da) Başka Sinema’da da gösterildi ve ben de 2016’da izlemiş oldum. 2017’de tekrar izleyip, 2017 filmleri listesinde tekrar yazabilirim :). Çok çok çok etkileyici. Yazısı şurada.



Gelelim bu yılın alışıldık olarak öne çıkanlarına:
Hateful Eight ve
The Revenant.
Buradan Oscar filmlerine geçiyor ve
Spotlight ile
The Big Short diyorum. İkisi de belgesel tadında, benim için oldukça öğretici filmlerdi. The Big Short’u Inside Job’tan sonra izlemenizi tavsiye ediyorum :).
Yazıları için tık.
The 8th Film by Quentin Tarantino
Oscarlara girmişken, En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ı ile de Room’u atlamamış olayım. Mutlaka izleyin, dram ve gerilim çok dozunda ve gerçekti, Room da son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden.


Room,
The Danish Girl ve
Me Before You’yu en iyi ağlak filmler kategorisinde listeliyorum. Üçünde de baya bir hırpalandım. Me Before You içlerinde en zayıfı olmasına rağmen en çok ağladığım film oldu hatta.


Kadın filmlerine devam edelim. Benim için hepsi “Girl Power” yumruğunu kaldıran filmler oldu.
Joy
Carol
Brooklyn
Mustang.

Brooklyn ve Mustang'ı mutlaka izlemelisiniz.

Mustang
Joy ve Sarah Jessica Parker’ın All Roads Lead To Rome filmleri bu yıl kendime vakit ayırdığım iki akşamı hatırlatıyor bana. Tek başıma bir şeyler atıştırıp, kahvemi alıp izledim ikisini de ve çok güzel vakit geçirdim.

Bahsetmeden olmaz filmlerde sıra.
Batman Vs. Superman
Deadpool
Doctor Strange
Fantastic Beasts and Where to Find Them
Miss Peregrine’s Home for Peculiar Children.

Bunlar arasında bir sıralama tabii ki yapamayacağım ama Benedict Cumberbatch nedeniyle Doctor Strange, Tim Burton yüzünden de Miss Peregrine’s Home for Peculiar Children benim için biraz daha ön sıralarda. Doctor Strange'de Mads Mikkelsen de vardı ki, sırf Benedict ve Mads olduğu için bile film benim için özeldi.


Bu yıl animasyon açısından sakin geçti. The Jungle Book'u izlediğimi hatırlıyorum, sinemada izlerken çok iyi vakit geçirdim ama şu an filme dair çok da bir şey hatırlamıyorum 😄. Bu yüzden listeye iki film giriyor:
Zootopia ve
The Secret Life of Pets.
Zootopia'yı sinemada kaçırmıştım, bu yüzden evde izledim ve dublaja mecbur kalmadım. Her ne kadar tilki Nick'i Cem Yılmaz seslendirse de, filmin genelinde ben orjinalini daha başarılı buldum. Zaten film çok eğlenceli, bir kere orjinal dilinde bir kere de Türkçe dublajlı izlenebilir.


Son olarak adlarını geçirmeden listeyi bitirmek istemediğim iki film:
The Accountant ve
The Man Who Knew Infinity (Sonsuzluk Teorisi).
İkisini de büyük beklentilerim olmadan izledim ama tahmin ettiğimden çok çok daha iyi filmlerdi.

The Accountant'ta Ben Affleck oynuyor.


Özetle:

  • Arrival
  • Nocturnal Animals
  • Demolition
  • Cloverfield Lane No:10
  • Son of Saul
  • Hateful Eight
  • The Revenant
  • Spotlight
  • Big Short
  • Room
  • The Danish Girl
  • Me Before You
  • Joy
  • Carol
  • Brooklyn
  • Mustang
  • All Roads Lead To Rome
  • Batman Vs. Superman
  • Deadpool
  • Fantastic Beats and Where to Find Them
  • Miss Peregrine's Home for Peculiar Children
  • Zootopia
  • The Secret Life of Pets
  • The Accountant
  • The Man Who Knew Infinity

450, 167, 752

0 yorum:

Yorum Gönder