Sene başında Peanuts filminin afişini görmek bile beni mutlu etmeye yetmişti. Kasım ayına daha çok vardı ama olsun, söz konusu eskiye dair özlem duyduğun bir şey olunca beklemek de güzel. Şimdi Susam Sokağı seneye tekrar yayınlanacak deseler çıldırmaz mıyız? Onun gibi bir şey işte :).
Film vizyona girer girmez gidemedim, izledikten sonra da yazıyı yazmam biraz gecikti. Ama film hala vizyonda, kaçırmadan gidin mutlaka! Kalktıysa da internetinize kuvvet, güzel vakit geçireceğinize eminim.
Ben filmi sinemada izlemeden yapamazdım, biraz da 3D oluşunu merak etmiştim açıkçası. İşten çıktım, Mc Donalds’ta yemeğimi yiyip Peanuts oyuncaklarımı aldım, patlamış mısırım ve ben bizzat kendim olmak üzere sinemaya girdim.
Hala videolarını YouTube’dan izliyor olsam da, Charlie Brown ve arkadaşlarını uzun bir hikâyede görmek beni çok mutlu etti. Film zaten Linus ve Snoopy’nin mavi battaniye çekişmesi ile başladı ve daha başından beni fethetti :). Biraz sonra da Charlie Brown’ın uçurtma uçurmaya çalışmaktan vazgeçmemesi geldi ve Peanuts’a dair sevdiğim şeyler tamamlanmış oldu: naiflik ve eğlence.
Animasyon filmlerini genel olarak severim zaten ama bilirsiniz eski çizgi filmler şimdikilerden farklıydı. Artık animasyonlarda çok net duygular hakim, Minions, Sponge Bob ve Madagaskar Penguenleri gibi ya saçmalıkta çığır açarcasına komik (ki buna da bayılıyorum) ya da Wall-e ve Up! Gibi gözlerimizden kalpler çıkaracak kadar sevimli. Hepsini ayrı seviyorum, izlerken çok eğleniyorum ama Peanuts’ın yeri daha farklı tabii ki. Öğretici havaya bürünmeden “iyi insan” olmayı öğütlüyor. Kibarlığın eziklik olmadığını ispatlayan, herkesin olduğu gibi kabul edildiği ve böyle güzel olan bir hikaye Peanuts.
Filmde de bu karakteri korumuşlar, çok hoşuma gitti. 2015’te vizyona girecek diye günümüz kalıplarına sokmamışlar hikâyeyi. Bahsettiğim yeni animasyonları izledikten sonra “çok güldüm.”, “çok eğlendim.”, “çok tatlıydı.” gibi hislere kapılırım ama bu sefer “mutlu oldum.”
Eski arkadaşlarımı görmek mutlu etti beni. Charlie Brown’ın utangaçlığı, iyi bir insan olmayı asla bırakamaması; Linus’un battaniyesine bağlılığındaki umursamazlığı; Sally’nin bilmişliği, Lucy’nin huysuzluğu beni mutlu etti. Tarz olarak nostaljik ama görüntü olarak yepyeni bir film izledim, arayıp da bulamadığım şey, daha ne isterim :).
453 |
Filmin 3D olmasının bu yeni hissini sağlamakta büyük etkisi var tabii. Ama üç boyutlu olduğunu göstermek için onlar uçsun, şunlar püskürsün diye kasmamışlar, bunu özellikle takdir ettim. Normal bir hikâyenin çok daha canlı gösterimini sağlamış 3D olması, bunun haricinde gösterişe gerek duymamışlar.
İstanbul’da iki sinemada altyazılı gösterimi de vardı. Bana yakın olan sinemayı tercih ettiğim için dublajlı izledim ve dublajdan hiç rahatsız olmadım. Orijinal sesleri de merak ediyorum gerçi, evde de orjinalini izlerim.
450 |
Filmi beğenmiş olmamın yanı sıra Peanuts Movie kendi kendime vakit geçirdiğim bir güne ait olduğu için de bende özel bir yere yerleşti. Yemeğimi yedim, oyuncaklarımı aldım, D&R’da gezindim, mısırımı alıp salona girdim. Sakin ve rahatlatıcı bir gündü, film de bunu harika bir biçimde tamamladı. Sinemadan çıktığımda ruhuma kadar yayılmış bir gülümseme vardı yüzümde, Peanuts ruhumu güldürdü :)
0 yorum:
Yorum Gönder